yine
bir çelik dövülüyor tavında
yaşam usta
yine alışkanlık
vuruyor çekiç darbelerini
şekil bulacak mutlak
bugün
ellerim yandı
yüreğimin üstüne koymuştum onları
sonra anımsadım
söylediğin birkaç satırı
beynimde günlüğüm sarardı
benden giderken kendine gelişinde
bir aralık beni bana yollarsın
gördüğünde söyle de gülümsesin
bu ilk seferin de kendisini sevsin
dipte yaşasın hüznünü aşklarını
başlangıç yakalasın her sonda
sıfır çarpı sıfır eşittir sıfır
sıfır çarpı bir ya da on yüz
eşittir sıfır
hep istediklerimiz ve bizde olan sıfırlar
ölen yakınlarım elde var sıfır
sanatcı emek veriyor
belki aylarca
sergisi sıkışıyor küçük bir ana
kulağa çalınan hoş minik melodi
yıllarda saklı bestesinin teri
düşün ki
bir katil
öldürmüştür ya nefesli hasmını
anla
neden diye sor kendine
ağır
ağrılı
geçiyordu artık günleri
günlük tutardı eskiden acılarına
anı adı altında
zehirini zerk edecek ayrılık bedene
on üçü bir yarım haziran daha
her on yıl sonrası ölüm bir dönüm
yüreği sarmalayacak
kalem kırılacak
çelik pençelerinde düşünce hürriyet
şahin bakışlarında
ve bir avcı pazarlığında
elleme sen avuçların ciğerin yanacak
kendini kim diye düşünmekten korkak
mutluluk ya da huzur için ne gerek? işte onu diliyorum dostuma,onun olsun.....
Tekrar merhaba
Yazdığımı tekrar okuyunca; şiirim uzarsa ne olur ki diye bir soru yönelttiğinizi duyar gibi oluyorum..Haklısınız..Bir kere şiir uzarsa, yarattığınız hüzün ya da coşkuyu dizginlemek zorlaşır, ikincisi kurgudan uzaklaşırsınız farkında olmadan ve şiir, içinize düşenden farklı bir şi ...
Merhaba
Size şiirinizle ilgili yazacağım kısaca..Yavaş yavaş öykülemeden kaçınıp, lirizme yönelin diyeceğim..Öykülemeyle hüzün yaratabilirsiniz belki ama metafor (bir anlamda uçkunluk yaratmak zordur) ..Öykü kipinde kaldıkça, şiiriniz zorunlu olarak uzayacaktır.Zira öykü eksikliği reddeder, bir ...