Etim erir yüzümün kemiğinden: uyanırım.
Yağmurlu bir akşamın dokuzunda ışığı yanar eski patrikhanenin
Ah Isabel! Sevgilim;
Kibrit çakıyorum karanlığa karanlıkta.
Kırmızı kaç kilogramdı? / dokuz kilogram ne renkti?
Ben iyi bir insanım!
Yalnızca uğruna rüzgarı avuçlayamayacak kadar layık değilim sana:
Kızma bana (ya da kız)
Toprak ağırlaştırılmış hapis kalıyor hafifleyen cesedime:
Etim erir yüzümün kemiğinden: ağlarım.
Yağmurlu bir akşamın onunda perdesi çekilir eski patrikhanenin
Ah Isabel! Sevgilim;
Kibrit çaktığımı sanmışım, boğulurum.
Kırmızının ağırlığı, ağırlığın rengi yoktu ki?..
Ben günahı.. benim günah yo.. yok..
Avuçlarımı kurtçuklar kemiriyor bağışla tutamam rüzgarını, saçını, elini.. Bir şey demek zorunda değilsin (ya da zorundasın)
Toprak müebbet hapse çevrilmiş:
Etim erir yüzümün kemiğinden: sırıtırım.
Yağmurlu bir akşamın on birinde ışığı söner eski patrikhanenin
Ah Isabel! Sevgilim;
Karanlığın daha da siyah olabildiğini gördüm (gözlerimi yerken yavru yılanlar)
Artık ağırlık da yoktu, renk de.. Günahlarımı teslim ettim..
Oksijensiz boşluğu tutuyorum.. Unutabilirsin artık beni (ya da hatırla)
Kayıt Tarihi : 14.12.2018 14:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)