Çoraklaşan yüreğinin rengi vurmuştu bal rengi gözlerine.
Gençliğinin buhranı düşmüştü bembeyaz saçlarına.
Hicran ve hasretin gözyaşları silmişti yetimin tebessümünü.
Kızım demek için can atan dilim yıkılmıştı acının gerçek manzarasında
Dehşete düşürmüştü duyduklarım vicdanımı,
Özrü olmayacak bir hatanın yıkılımı
Susmayı öğretmişlerdi biçare emanetime
Gözbebeklerine dökülen sualler dönüşmüştü serzenişe
Sen diyordu olmasaydın bu kadar dert çeker miydim?
Ufacıktı sen bıraktığında ellerim, kirlenmemişti ümitlerim…
Derman arayan benliğimi atmamıştım ateşlere
Ayağında uyuturken söylediğin ninniler gibi olmalıydı ümitlerim…
Sessizliğin içerisinde kaybolan kelimeleri
Ben ömrümün son deminde öğrendim
Ama senin suskunluğunun vakarına
Ne kadar çabalasam da bir ömür erişemedim
İsyana sürüklenmeyen ala diline hayran idim
Merhamet dolu bakışların ala
Dertli gönlün ala
Enaniyetten uzak yumuşak tabiatın ala
Dilsiz kelimeleri sessiz anlatan duruşun ala
Vakarlı yüz hatlarına yerleşen hasretli çizgilerin ala
Gözyaşlarına yerleşen hicranlı çaresizliğin ala
Sevgili kızım…
Sen kendin olmuşsun Sükut-u Âlâ
Kayıt Tarihi : 30.3.2014 22:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hatice Kübra İpek](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/03/30/sukut-u-ala.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!