lüküstür katımız banyosu gömme
fakır üstten attı çullar efendim
heç bi şikaatımız yoğudu emme
mutluluktan bıktı kullar efendim
halt yemiş yanımda kibritin çöpler
olmuşum diyetsiz iğneler ipler
ağırlık yapmıyor dolarak cepler
geçmeyen parası pullar efendim
hüzünle gözümden dökmezdim yaşı
kocasının beni üzmese naaşı
evlenmez keserler diyerek maaşı
şiradeden çıktı dullar efendim
belenip közlere kavrulmuş kağıt
yanıltmasın sizi yakılmaz ağıt
kurak gün bizlere bir sebil dağıt
beleşse bardağı fullar efendim
borum patlamışta bakmıyor aski
üst kattaki komşum içiyor fiski
geçmişte kalan bir töreydi eski
küskünle arayı bullar efendim
otopark mafyası almıyor haraç
hacize giderek satıldı araç
ne ister edevat aletle gereç
ne yolu hatalı sollar efendim
kalmamış salınmaz sığır anıza
bunu hep sayarım ağlığınıza
her daim açarım sağlığınıza
dua için elle kollar efendim
imamın sermaye soluğa düştü
pay uyuzu tüyü yoluğa düştü
tutmadı kendini oluğa düştü
dar geldi şişince bollar efendim
işmidir ardınız sıra ibrikler
borcumdur teşekkür ile tebrikler
sağolsun taş komaz oldu böbrekler
bakımsız harabe yollar efendim
içi kızgın halda eğri düzgünü
almadık araya dertli üzgünü
kuluçkaya yatmış bekleriz günü
yumurtayla dolu follar efendim
kimse demez göğse kitap bastıra
gerek yok doktora yahut mastıra
almaktan kurtardı yokluk ustura
traşsız bağrımda kıllar efendim
parmak arasından alınca nahım
nice patron battı tutmuşki ahım
her zaman diyorum ey padişahım
yaşayın çok uzun yıllar efendim
adet edindikte bunu her sene
kimsede demiyor para versene
kurbana doymuşuz tuzla tersane
arzuhal sorarsan hallar efendim
ayırın korkağı cesur merdinden
köylüyü ihtar et hem en sertinden
kurtardı dişleri çürük derdinden
kovanda komayıp ballar efendim
tahakkuk vergimiz az daha arta
kısmetse çıkarız muhakkak marta
izzetli sultanım her vakit sırta
örtünsün ipekli şallar efendim
çoğunun patlatmak gerek ensesi
bilmezler kadriniz nankör kimsesi
övmeye şahsınız vermezler sesi
suskundur dilleri lallar efendim
hissettim kendimi adeta hatip
bacağı bacağın üstüne atıp
fincanı ters kodum kaşları çatıp
iç açar baktığın fallar efendim
işporta açtığı babamın tabla
üleştik kardeşim anneyle abla
mühimmi uzanmış yatarken kıble
diplerinde selvi dallar efendim
bakarsın sevaptan bizede değer
atla gider idik bulursak eğer
kavga yok döğüş yok züğürtmüş meğer
yoktu bölüşmeye mallar efendim
bilmem içteki ses altıncı hismi
cesurum isterken herhangi cismi
özgüven sağladı zatınız kısmi
basmıyor yüzümü allar efendim
uğruna kim acep gözyaşı dökmez
helal olsun vatan bu akan pekmez
asacak cellatı zahmeti çekmez
tabureye tekme sallar efendim
zenginin evine salmış ayağı
açlık ne bilmiyor toktur bayağı
burun kıvırmakta yok diye yağı
yemiyor köpeği yallar efendim
ferman kıldınızda çok çocuk yapın
kazması olmasın hakmıdır sapın
tahsile borcumuz bir kalıp sabun
gelmese kim kapı çallar efendim
çamur atar ister çıkmasın izi
kim ne derse desin kesmeyin hızı
mevla baştan eksik etmesin sizi
mümkünse az daha kallar efendim
mesutsan derdin ne deyü heç bakma
mahiyet yapardı elini sokma
dağıtsan yeterdi ardımdan lokma
diker isek şayet nallaaar efendim.. her daim fakır kullar kollaaar efendim..:0((
Kayıt Tarihi : 4.10.2008 14:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Demircan](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/04/sukur-hec-bi-sikaatimiz-yogudu-emme.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!