Allah’a (c.c.) verdiklerinden dolayı duyulan minneti dile getirmek olan şükür, ahlâki bir kavram olarak, yapılan bir iyiliğin kadir kıymetini bilip makbule geçtiğini dile getirmek, iyilik edeni övmek, nankör olmamak demektir.
Kul kendisini yaratıp rızıklandıran, koruyup gözeten, Rabbinin bu lütfuna karşılık olarak şükreder. Şükür bir başka anlatımla kulun Rabbini yücelterek övmesi de demektir.
İnsanın Allah’a (c.c.) şükretmesi, O’na duyduğu minnete teşekkür etmesi anlamına da gelir, bir bakıma. Ama asıl şükür verilen her türlü nimeti yerli yerinde kullanmakla olur, olmalıdır.
Allah’ın (c.c.) verdiği her nimetin şükrünün kendi cinsinden olması, şükrün değerini arttırıcı bir unsur olarak görülmeli ve buna göre davranılmalıdır.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman