ŞÜKRÜ ATAY (TÜRKMENOĞLU)
Tokat Zile ilçesi, 1959 doğumludur. İlk ve ortaokulu Zile’de, liseyi Amasya'da okudu. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı ve Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi bölümleri mezunudur.
Atatürk ve Kocaeli Üniversitelerinde Fransızca ve İngilizce okutman ve öğretim görevlisi olarak 37 yıl hizmet sonrası 2018 yılında emekliye ayrılmıştır.
Şair hece şiirlerinde Türkmenoğlu mahlasını kullanmaktadır. Bu mahlası kendisine millî şiirler kaleme aldığı için şair dostu Osman Akçay (Seğmenoğlu) tarafından verilmiştir. Şiirlerini şaire ait https://www.sukruatay.com/ sitesinin yanı sıra Antoloji, Edebiyat Defteri, Edebiyat Evi, Büyük Şiir Belediyesi, şiirsitesi.com, Edebiyat Yolu, Edebiyatla isimli internet sitelerinde yayınlamaktadır.
Hece Taşları, Eliz Edebiyat, Açıkkara, Helezon, Minota, Altın Sırma, Mahal Edebiyat, Düş Dergisi, Hazan Rüzgârı, Hayaller Kağıda, DergiZan Yazı ve Sanat Ülkesi gibi birçok dergide, 5. CEMAL SAFİ (2024) Şiir Yarışması seçki kitabında ve Gönül Köprüsü Şiir Antolojisinde şiirleri yer almıştır.
Kocaeli’nde ikamet etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
ŞİİR HAKKINDA:
Büyük bir padişah olmanın yanında şairlik vasfı da bulunan Fatih Sultan Mehmet Han'ın Peygamber Efendimiz'e (S.A.V.) yazdığı o müthiş " İSTEMEM" şiiri en çok sevdiğim şiirlerden birisidir.
Ben Sultan Fatihim, önündeyim İstanbul’un.
Yakarım bu şehri yüzünde bir tebessüm için.
Yoksa gül yüzünü güldürmeyen sultanlığı istemem, İstanbul’u istemem.
Ben bir garip yunusum, yazdığım sensin, yandığım sen.
Senden gayrı bir aşka ben kalemi istemem, kağıdı istemem.
Ben senin ümmetinim, sensin benim efendim.
Senden gayrı, senden başka efendi istemem, sevgili istemem, istemem…
(Fatih Sultan Mehmed Han (k.s.))
Eserleri
15 adet ESMÂÜ'L HUSNÂ şiirlerinden ikisi
NAAT-I ŞERİF SALÂT VE SELÂM SANA,"YA MUHAMMED MUSTAFA
MEDİNE-İ MÜNEVVERE (AŞK'IM MEDÎNE) & MEKKE-İ MÜKERREME ŞİİRLERİ
ESMÂÜ'L HUSNÂ şiirleri 99 esmâyı kapsayacak şekilde ilk 6 şiir 6 kıta son 9 şiirse 7 kıta toplamı 99 kıta olarak 15 ayrı şiir halinde yazılmıştır.
ESMÂU’L-HÜSNÂ (09)
EŞ-ŞEHÎD olan Rabbim, her yerde hâzır olan
Tenhâda kalsan bile,her şeye nâzır olan
Hâzır, nâzır, eş-Şehîd, her zaman fâtır olan
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-HAKK'tır Yüce Allah, değişmeyen varlığı
Takipte Firavun'du, denizdeki batığı
Boğuldu gitti münkir, Musa idi sadığı
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
Resûl'ü Zîşan olan, ümmetine kefildir
Duâsı Hasbünallahu ve Ni’mEL-VEKÎL'dir
"Allah bize yeter" der, duâsıyla delildir
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-KAVİYY'dir kudretli, her şeye gücü yeten
Sen görmezsen kusuru, O'dur suçunu örten
Mîzan kurulduğunda, dönüş yolları biten
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
Dünya padişahıdır fermanı boşa kalan
EL-METÎN olan ALLAH, hesâbı çetin olan
Karar verirse hükmü,değişmeyen tek RAHMAN
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-VELİYY olan Sen'sin, gerçek mü’minin dostu
İstemem ne mâl ne mülk, ne de sırça köşk postu
Mala tamah edenin acaba nedir kastı
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-HAMÎD’imsin ALLAH, övülmeye lâyıksın
Övgüler yetmez sana, Sen kuluna tanıksın
RAÛF'sun Sen acırsın, Sen yegâne varlıksın
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
Şükrü Atay
07 Eylül 2020 - KOCAELİ
(c.c.) : CELLE CELALUHU: Allah ismi anıldığı zaman, hürmet ve tazim için söylenir, ona mahsustur. "Onun şanı ne yücedir." demektir.
ESMÂU’L-HÜSNÂ (10)
EL-MUHSÎ olan Allah, bilir her ayrıntıyı
Yaratan O'dur ancak, yok eder rastlantıyı
Biz hâlâ çözemedik, beyinde bağlantıyı
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MÜBDİ' olan Sen'sin, cennettedir Kevser'in
İlk baştan Yaratan'sın, yoktur ki hiç benzerin
“Kün” emrin ile doğdu, cihan senin eserin
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MUİD yok edince, tersine döner zaman
O'dur tekrar yaratan, Levh-i Mahfuz'da Kur'an
Dünyada zaman verip, mahşerde mîzân kuran
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MUHYÎ olan Sen'sin,cenîne can verensin
Hasta kulun derdine, çâre olup girensin
Canları bağışlayan, diriltensin, görensin
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MÜMÎT olan Sen'sin, ölümü öldürensin
Tek bâkî sen kalırsın, ol deyip olduransın
Dolar elbet vâdeler, gülleri solduransın
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Ebedî hayat Sen'in, EL-HAYY'sın zikrederim
Zikreden bülbül öter, seher vakti giderim
Vatanımın uğruna, canı fedâ ederim
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Olduran KAYYÛM Allah, her şey seninle kâim
Güldüren Kayyûm Allah, kul suça olur nâdim
Sadece “Kün” diyensin,zâhirdir gücün dâim
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Şükrü Atay
14 Eylül 2020 - KOCAELİ
(c.c.) : CELLE CELALUHU: Allah ismi anıldığı zaman, hürmet ve tazim için söylenir, ona mahsustur. "Onun şanı ne yücedir." demektir.
ESMÂU’L-HÜSNÂ
“En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle O’na dua edin. O’nun isimleri konusunda haktan sapanları terk edin. Onlar işlediklerinin cezasını çekeceklerdir.”
(Ar’af Süresi 180. ayeti kerime )
“O’dur Allah, O’ndan başka yoktur ilah. En güzel isimler ve vasıflar O’nundur.”
(Taha Süresi 8. ayeti kerime)
ESMAÜL HÜSNA’NIN FAZİLETLERİ
İlâhî isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebepleri şöyle sıralanmaktadır:
1. Esmâ-i Hüsnâ Allah hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır.
2. Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır.
3. Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder.
4. Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah olduğu için Esmâ-i Hüsnâ bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır.
5. Esmâ-i Hüsnâ Allah için vâcip, câiz ve mümteni‘ olan sıfatları içermesi sebebiyle O’nun hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkân verir.
SALÂT VE SELÂM SANA , "YA MUHAMMED MUSTAFA" ( NAAT-I ŞERİF ) 1
Senden önce sıcak çöl, sanki oldu zemheri
Doğunca senin nurun, kaplamıştı her yeri
Esen rahmet yelinin, sen olmuştun rehberi
Salât ve selâm sana, " İKİ CİHAN SERVERİ "
İman etmeyen müşrik, zulüm yaydı etrafa
Daha çok azgınlaştı gelmedi hiç insafa
Sen İslâm'a çağırdın mü'minler geçti safa
Salât ve selâm sana,"YA MUHAMMED MUSTAFA "
Hicret izni gelince ettin Mekke'den cüdâ
"Resûl'üm" dedi sana Yüceden Yüce Hüdâ
Nâil eylesin seni o Makam'ı Mahmud'a
Salât ve selâm sana, "YA RASÛL-İ KİBRİYÂ"
Tevhid gerek imana,sensin onun tabîbi
Ahsen-i takvîm ile, meziyetler tâlibi
Hakk'ın sevgili kulu, inâyetle gâlibi
Salât ve selâm sana,"GÜZEL AHLÂK SAHİBİ "
Doğduğunda sönmüştü, küfrün yanan ateşi
İmân eden müminler, oldular din kardeşi
En hayırlı kuldur o, yoktur dünyada eşi
Salât ve selâm sana," EY HİDÂYET GÜNEŞİ "
Yanlış yollara sapma, doğru yolu ara bul
Başıboş hiç olmadı, yaratılmış olan kul
Hepimiz bir çobanız, ailemizden mes'ul
Salât ve selâm sana, olsun ''SULTÂN-I RESÛL"
Tövbeni geciktirme, sonra olursun pişman
Şeytana uyma sakın, odur en büyük düşman
Sen hep salavat getir, ismi anıldığı an
Salât ve selâm sana, " SEN EY RESÛLÜ ZÎŞAN"
SALÂT VE SELÂM SANA , "YA MUHAMMED MUSTAFA" ( NAAT-I ŞERİF ) 2
Sen canlar cânânısın, âlem sensiz gülmedi
İnsanoğlu ve de cin Hakk'ı sensiz bilmedi
Ümmetinin Ahmedi Mahmudi Muhammed'i
Salât ve selâm sana, "ALEMLERİN RAHMETİ"
Hakk'ın izniyle olur, işlenen her hayır, şer
O gün aslâ kaçış yok, hesap günüdür mahşer
Ameller bu dünyada, yok ki başka bir sefer
Salât ve selâm sana, " SEN EN HAYIRLI BEŞER"
Doğru yoldan ayrılma, sen daima sebat et
Haramlara,günaha, kul hakkına dikkat et
Namaz, oruç,hac,zekât kulluğunu ispat et
Salât ve selâm sana ,"YÂ HAZRETİ MUHAMMED"
Mevlâm yarattı bizi keremiyle mükerrem
Ekreme’l-Ekremîn'dir, ona aittir kerem
En güzel örneğindi, güzel ahlâk ve erdem
Salât ve selâm sana, " SEN EY RESÛL-İ EKREM "
Allah'ın has kulları, nice velî, evliyâ
İbadetler hâlistir, olmaz onlarda riyâ
Hakk'ın nuruyla yanar, güneş ancak bir ziyâ
Salât ve selâm sana,"YA HÂTEMÜ'L-ENBİYÂ "
Her insan hesabını verecektir kendisi
O gün olmaz kimsenin, yardım eden birisi
Her şey Rabb'in izniyle, O'na bağlı gerisi
Salât ve selâm sana,''YA ŞEFAAT ELÇİSİ"
Tövbeni geciktirme, sonra olursun pişman
Şeytana uyma sakın, odur en büyük düşman
Sen hep salavat getir, ismi anıldığı an
Salât ve selâm sana, " SEN EY RESÛLÜ ZÎŞAN"
Şükrü Atay
04 Ekim 2020 - KOCAELİ
* Aşk'ım Medîne isimli şiirim yazıldığı tarihte manevîyat şiirleri yazarı Cengiz Numanoğlu'na ithâf edilmiştir. *
AŞK'IM MEDÎNE
Ne kadar şükretsem, azdır Rabbime
Kalacaktım yoksa, kendi halime
Muhabbeti verdi, hemen kalbime
Seninle gülmüştü, yüzüm MEDÎNE
Hayalinle gece gündüz yürürdüm
Isındım aşkınla, yoksa üşürdüm
Şu garip gönlümü, sana düşürdüm
Sensin yüreğimde özüm MEDÎNE
Kıyamet yaklaştı, zaman azaldı
İnsanoğlu nice, günaha daldı
Ravzanın kokusu, aklımı aldı
Kubbe-i Hadra'nda gözüm MEDÎNE
Yüce Resûl'ümüz, ne çok sevilir
Nasip olsun diye, duâ edilir
Zengin olan değil, çağrılan gelir
Çağır diye sana, sözüm MEDÎNE
Beş vakitte huşu veren çağrında
Nice gazâlar var, senin uğrunda
Resûlü Zîşan'dır, yatar bağrında
Sende kalsa yeter, izim MEDÎNE
Nebî'nin yanında halifelerle
Resulünü gören sahabelerle
Mescidi Nebevî minârelerle
Âşık oldum sensin, sızım MEDÎNE
Gönüller feyzinle, coşmaya başlar
Gözümden dökülüp, akmakta yaşlar
Mutluluk içinde, uçuyor kuşlar
Diyorlar bu belde, bizim MEDÎNE
Ravzanın yanında, Cennetü'l Bâki
Duygular ne kadar ulvî o anki
Hissediyor insan, cennette sanki
Sırlara vâkıfsın, gizim MEDÎNE
Dolup taşıyorsun, hayranlarınla
Sayısız mübârek mekânlarınla
Kulakta çınlayan ezanlarınla
İlâhiler çalar, sazım MEDÎNE
Zinnureyn yatmakta, kabristanında
Kabul eder misin, yatsam yanında
Sıddîk, Fârûk yatar, âşiyanında
Dostlarım sendedir, çözüm MEDÎNE
Resûl'ün öncesi, yoktu kıymeti
Bu şehrin ne kadar, çoktur kısmeti
Sual olunmaz hiç, bunun hikmeti
Sende kaldı kışım, yazım MEDÎNE
Şu gönlüm seninle, huzur bulmuştu
Yüreğim aşkınla, yandı tutuştu
O Yeşil Kubbe'nde, kalbim durmuştu
Çalıştırdı senin, hazzın MEDÎNE
Ne yapıp etsem de, gelsem diyordum
Güzel düşler gördüm, hayıra yordum
Sana gelenlere hep seni sordum
Aşkın ile yanan, közüm MEDÎNE
Senden ayrılınca, seni özlerim
Seni anlatmaya, yetmez sözlerim
Kubbe-i Hadra'da kaldı gözlerim
Gönül bağımdaki, üzüm MEDÎNE
Hasretinle yandı, mü'min gönüller
Salgının yüzünden, üzgün bülbüller
İnşallah bitince, açacak güller
Sensin yokuşumla, düzüm MEDÎNE
Şükrü Atay
28.8.2020 - İZMİT
DEĞERLİ ŞAİR CENGİZ NUMANOĞLU'NDAN GELEN CEVAP MAİLİ:
Cengiz Numanoğlu
31 Ağu 2020 22.02
[email protected]
Değerli kardeşim,
Mübarek Medine'nin mübarek kokusunu gönül soframa taşıdınız, doya doya kokladım. Allah sizden ebeden razı olsun. Başarılarınızın devamını diler, sizi Allah'a emanet ederim. Selam ve dua ile...
Mekke-i Mükerreme *
BELEDÜ’L-EMÎN
O müşrik kulların, iman etmedi
Putlara tapmayı, hiç terketmedi
Hakk'a inanana zulmü bitmedi
Mü'minin kalbinde vuran Ya Rabbim
Sen ki bilmektesin, kalpten geçeni
Hayrı bırakarak, şerri seçeni
Her ne ekiyorsa onu biçeni
Rahmeti sonsuza varan Ya Rabbim
Hacer annemize, sundun Zemzem'i
Nimete doyurdun, cümle âlemi
Levh-i Mahfuz'dadır, yazan kalemi
Yüce Kitabımız Kur'ân Ya Rabbim
İbrahim oğlunu kurban ederdi
Rabbi sıkıntıyı hemen giderdi
Kurbanın yerine koçu gönderdi
Kulu rahmetiyle saran Ya Rabbim
Gar-ı Hira'daydı, secdeye vardı
İnziva içinde sana yalvardı
Cebrâil'i gördü, benzi sarardı
"Oku" kulum diye soran Ya Rabbim
Ne istersen iste diye sordular
Ayağına sanki dünya serdiler
Yüce Peygambere ezâ verdiler
Gizliyi, saklıyı gören Ya Rabbim
Cennet-ül Muallâ, eşinin kabri
İlk iman edendi, yoktu hiç kibri
Her zaman birlikte gösterdi sabrı
Sabrı gönüllere seren Ya Rabbim
Hicrette üç gece Sevr Dağında
Örümcekler vardı, hemen ağında
Güvercinler ise hemen sağında
Örümcek ağını geren Ya Rabbim
Mescid-i Haram da vardır Mekke'de
Tam kalbinde olan güzel Kâbe'de
Orda sevap kat kat yüzbin kerede
Sensin bereketi veren Ya Rabbim
Şükrü Atay
01 Eylül 2020 - KOCAELİ
LUGATÇE :
CENNET-ÜL MUALLÂ: Peygamber Efendimizin (sav) eşi Hz. Hatice ile iki oğlu Mekke'de bulunan Cennet-ül Mualla Mezarlığı'nda yatıyor.
GAR-I HİRA:Hira Mağarası (??? ???? Gar ?ira?), Hz. Muhammed'in (sav) inzivaya çekildiği mağara
LEVH-İ MAHFUZ: Bütün nesne ve olaylara ilişkin ilâhî ilim ve takdirin kayıtlı bulunduğu kitap
Mekke-i Mükerreme (2)
BELEDÜ’L-EMÎN (2)
Bizim de annemiz, oldu Âmine
Beledü’l-Emîn'e, ve el-Emîn'e
Dinimiz kavuştu sağlam zemine
Nimetleri, mülkü serdin Ya Rabbim
“Muhammedü'l-emîn”, hep iletmişti
Hak dine duyulan hasret bitmişti
Emir verilince hicret etmişti
Ahlâk-ı hasene, verdin Ya Rabbim
Bilal-i Habeşi, bağrındaki taş
Allahü Ekber der, gözlerinde yaş
Resûlü Zîşan'ın, uğrundaki baş
Nice fedâ cana, yârdın Ya Rabbim
“Bî’at-ı Rıdvan” ki, ihlâs mü'mine
Şecere-i Rıdvan, şahit yemine
Kavuştular Hakk'tan, gelen güvene
Hüküm ve hikmeti sardın Ya Rabbim
Hudeybiye oldu, onlara sıla
Müşrikler umreye vermedi rızâ
Sonraki senede“Umretü’l Kazâ”
Mutlak kudretinle vardın Ya Rabbim
Ebû Kubeys şahit, Şakku'l-kamere
Müşrikler yormuştu, bunu sihire
Nice mucizeler, yetmez kâfire
El-Kahhâr isminle vurdun Ya Rabbim
Arafat'da Âdem Havva buluştu
Duâlar ederek affa kavuştu
Vedâ hutbesinde, Resûl konuştu
Hamde mahsus olan, nurdun Ya Rabbim
Dağları delinen, “Beledü’l-Emîn”
Binalar yükseldi Kâbe'de mü'min
“Ümmü’l-Kurâ” daki tünelden zemin
Kıyâmet Sen'indir, yurdun Ya Rabbim
Habîbin bu yolda, çok çile çekti
Dünyaya iyilik, güzellik ekti
Dünyada benzersiz, Mekke'de tekti
Beytullah Sen'indir, kurdun Ya Rabbim
Şükrü Atay
01 Eylül 2020 - KOCAELİ
• Kabe'nin hemen yanına yapılan devasa binalardan biri olan ve sembolik öğeleriyle dikkat çeken Zemzem Towers ve etrafındaki beton yığını Kâbe'yi ve Harem-i Şerif'i gölgeliyor.
Peygamber Efendimiz'e (sav) ilk vahyin geldiği bin metre yüksekliğinde sarp kayalıklardan oluşan Hira Dağı'na çıkıldığında binanın oluşturduğu çirkin manzara daha belirgin olarak görünüyor.
LUGATÇE :
“BELEDÜ’L-EMÎN” : Emin Belde
“ÜMMÜ’L-KURÂ'' : Şehirlerin Anası
(Mekke'nin isimlerinden ikisi)
“BÎ’AT-I RIDVAN”: Hudeybiye'de Semûre ismindeki ağacın altında 400 Eshâb-ı kirâmın Peygamber efendimize (sav) , emirlerini kayıtsız şartsız yerine getireceklerine dâir verdikleri söz.
Kur'ân-ı kerîmde Bî'at-ı Rıdvân yapanlar hakkında meâlen buyruldu ki:
Andolsun ki, Allahü teâlâ, seninle o ağacın altında bî'at ettikleri vakit mü'minlerden râzı olmuştur.
(Feth sûresi: 18)
ŞECERE-İ RIDVAN : Gölgesinde bu biatın yapıldığı ağaca da “Şeceretü'r-rıdvân” denilmiştir.
ŞAKKU'L-KAMER: Ayın iki parçaya ayrılması mucizesi
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Emeğinize yüreğinize sağlık tebrik ederim hocam saygılar.
Kırk yılı aşkın bir zamandır sazlı ve sözlü Halk Edebiyatının içinde birisi olarak, her yönüyle edebiyatımıza katkıda bulunan Sayın Şükrü Atay Beyi bütün şair ve Ozan arkadaşlarım adına kutluyorum.
Bu uzun ve engebeli yolda başarılar diler, yarınlarının aydınlık olmasını temenni ederim...
"Kerem aşktan yandı sanki ne yaptı."
Şiirinizi severek okudum. Tebrik ediyorum. Selamlar.