Sonrası derin umarsız zifir yalnızlıklardı...
Sonrası kederli gülüşlerin ardındaki yetim kalmış oyunlardı...
Süheyla Güney Avcı
En çok gökyüzünü sevmek lazım,
Dalıp dalıp en derinine...
Ve sormak lazım;
Hiç hesapsız, onca güzelliğin yanında, bunca zulmü de altında niye barındıyorsun diye..
Süheyla Güney Avcı
Kaç zamanda düştün türkülerin diline?
Hangi mısranın arasında saklısın kimbilir?
Sözüm dilim lal;
Yorgun düşmüş, kaçak gecelerde yüreğim.
Süheyla Güney Avcı
Bu şehir, bu gün, bu gece;
Suskun çığlıkların ayazında kavruluyor.
Bu gök, bu evren, bu deniz;
Kimin neyine yetmiyor da
Kavganın ortasında en çok çocuklar ölüyor...
Şimdi suskunluğun intihar zamanı;
Kırık dökük, sefil ziyan gülüşler için...
Süheyla Güney Avcı
Arsız gülüşlerin sevmeleriydi
Kül renginde geceler kül renginde nefeslere tanıklık ederdi..
Suskun bir keder çığlığında, dört yanım zindan, dört yanım karanlık dansların yatağıydı...
Hani, hani dökülsem geceye
Gecenin çökmüş avurtlarına gizlensem;
Bütün kederler, bütün hüzünler bütün yalnızlıklar birbirine yapışırdı..
Yağmur sonrası artakalan serin ve sakin bir huzur,
Ve birde düşlerimi sakladığım lacivert gece..
Sabahlarına yorgun uykuya dalmış düşlerimi, düşlerle bilediğim umudum.
Ne ağız dolusu gülmekten vazgeçtim,
Ne de umudu, umutsuzluktan almaktan...
Süheyla Güney Avcı
Mor bir akşamın kıyısında yürüdük,
Dilimizde suskun şiirlerin mısraları
Aklımızda, bakire düşlerin utangaçlığı,
Ezgimizde yağmura vuran ılık mutluluklar...
Ve bütün gece yağmurla sevişen toprağın,
Yorgun mahmur kokusu...
Umudu yetim şiirlerin,
Umudu sancılı halkın çocuklarına;
Umudu susuz bırakma yavrum..
Umudu aç bırakma!
Umut, senin gülüşünle demlenen acılarından,
Uyanmak vakti çoktan geçiyor,
Ellerinle gözlerini ovuşturduğun vakit, gün akşamı bulmuş olacak.
Uyan !!
Süheyla Güney Avcı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!