Antoloji.com yansıra www.tarihistan.org adresinden diğer şiirlere ulaşabilirsiniz.
Belki de okuduğum son satırdı
Ruhumuzun yan yana olduğu.
Belki de aldığım son nefesti
Ruhunun benimle olduğu.
Yağmur yağıyordu. Kimi şemsiyesiyle yürüyor kimi de yağmuru umursamadan yoluna devam ediyordu. Peki hangisiydi hüznünde boğulan? Yağmura şemsiye açan mı, yoksa onunla var olan mı? Ya da şu kenardaki çiçek, o da seviyor muydu yağmuru? Yağmurla beraber o da ağlıyor muydu? Yoksa o güneşten yana mıydı? Güneşin mutluluk getireceğine inananlardan mıydı? Peki Güneş, o seviyor muydu insanları? Alıyor muydu verdiği değerin karşılığını? Hüzünleniyor muydu ardından karanlık bıraktığında? Ağlıyor muydu Ay'ın onun yerini tutmasına? Şu yerdeki su birikintisi, hoşlanıyor muydu bu çukurda olmaktan? Korkuyor muydu yok olup gittikten sonra unutulmaktan? Sabrediyor muydu, bir umut belki yeniden doğmaktan?
Derdi veren derman verir,
Derdi veren geri gelir,
Derdimi bana ver aşık,
Dermanım olasın azıcık.
Eylül, ruhumun en hüzünlü çocuğu; bir gözyaşı misali dökülen yapraklarını tut, bırakma. O nefesi doğurduğun gibi doğsun çiçeklerin. Bülbül gibi güzel olsun kalbin. Onun her gülüşünde can bulsun toprağın. Çünkü o her güldüğünde sen çok güzelsin.
Eylül, benim gözyaşına mahkûm çocuğum. Kabullenmek doğansa, isyan hayalin olsun. Ruhunun kanatları varsa bırak, özgürce uçsun. Lakin gideceği yer hep onun yanı olsun. Doğanın en güzeline, doğumun en özeline... Gülün bülbülüne olsun...
Geceye ışık olan yıldızlar, gündüzün öz evladı güneşin ardına saklanıp ruhunu karanlık güçlerin eline mahkûm etmişti. Güneşe karşı savaşmak yerine gecenin efendisi olmayı seçmişti. En kolay yol kaçmaktı. Tabii ki de kaçmayı tercih etti. Hep yaptığı gibi...
İnsan insan, derler
İnsan nedir bilmezler.
Dünya gözüyle bakıp
Kalp gözüyle görmezler.
Gönlümdeki derin yaraya
On beş yaşında bir çocuğu ölüm korkusu sarar mı?
Otuz beş yaşında sarmış Cahit Sıtkı'yı!
Ortasında değilim ki ömrümün,
Daha başlamadı ki hayatım...
"Şakaklarıma kar mı yağdı?..." demiş şair.
İnandım dedim sadece. Sanki bedenim başkasına aitti o an. Gözlerimden dökülen yaşlar artık beni boğmuyordu. Ruhum beden kafesinden kurtulmuştu. Özgürlük denilen, bu kadar acımasız olduğunu bilmediğim, o adi durumun pençesine düşmüştüm. Artık özgürdüm. Pardon... Artık özgürlüğün esiriydim...
Bu uğurda kaç can feda
Bu uğurda kaç hayat heba
Bilememki ben neredeyim?
Kan kırmızı bir şehirdeyim.
Göklerde yankılanan sela
takip