Kıymık, ete kemiğe büründü yalnızlığımız...
sude nur haylazca
Ben sana yirmi dokuz harfin boynunu bükerek geldim....
sude nur haylazca
Sabrın duvarından içeri attığım mektuplar -I-
Baktım da sabrımın içime ettiklerine ....
İnsanları anlamaya çalışmakla ömrümü heba etmișim!
Elife düșen vav!
Âh așkın vav hali,
bir kalbi ateşten
ana rahmine çeviren...
Vedalar sonrası hüznü taşıyorum, kendime kıyıyorum yeniden uzaklıklar içimi acıtıyor. Bir parçamı daha yolcu ediyorum uzak diyarlara...
Gecede aklımı dağıtmak ister gibi telefondaki davete evet diyorum hiç düşünmeden... Korkularımla baş başa dört duvar arasındaki hesaplaşmalarımı yarınlara erteleyerek kendimi atıyorum dışarıya. Derin bir nefes alıyorum önce etrafımı yokluyorum evden kaçmak çözüm değilmiş diyorum bu sokaklar onu hatırlatmıyor mu sanki? Bu kaçışlar boşuna gözlerim doluyor. Eski şarkılardan bir nağme düşüyor yüreğime "ben seni unutmak için sevmedim"...
Arkadaşlar aklım dağılsın diye her telden çalıyorlar, duymuyorum onları. başka diyarlardayım yine, dinliyormuş gibi yaparak onları kandırıyorum. Bir kendimi kandıramıyorum. Oysaki ne kadar kandırılmaya ihtiyacım var bir bilseniz...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!