ıslaktı haziran ağaçlar utangaç
ellerimizde yitip gittiğimiz
ellerimizde kendimize ihanetimiz
biz birbirimizi değil
sevdik hayalsizliklerimizi
unutulan yanlarımızdı yargısız yangınlarımız
Atatürk parkı esirgemeden
kumral gölgelerini üstümüzden
emsalsiz ayrılık hikayemizi
tehditkar yaklaşan akşamın pas renginin
hıçkırıkları mı anımsatacaktı
kumrular gibi ikircikli kalp ağrılarımıza
yalan dolan
öğlen sonraları ancak ağlamaya yetişirdik
gücümüzün yettiği yere kadar
sabahlara öğlenlere gücümüz yoktu
hele ben
sanki yüzümü dışarı görecekti
yasağımı
evler
cadde ışıkları
seyyar satıcılar
sokaklara taşan burjuva çılgınlıkları
yarı köylü hüzünler biçimsiz birer anlamsız
bu mutsuzluk insan üstü
ölümse pi sayısı
kalp kıran bir heyula bu güneş
bu bulutlar işbirlikçi
yağmurun ılıklığı
içimdeki kanın çekilişi
kendi ırmağına yabancı
denizler gibi
içki masalarında
kibrit çöplerinden köprüler kurduk
kanıksamışlığımızı unutmak için
sığındık mutluluk formüllü yalın yalansızlığımıza
güya
hayat üzülürken biz mutluyduk
yarınsızlık
çocukken hastalıklı bir komşu evinde
verem sarısı ışıklı bir öpüşmenin tadıydı
bir ya da bir kaç kez işlenmiş bir suçsuzluk
Kayıt Tarihi : 8.4.2008 23:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!