Şimdi git
Benden öte sürdüğün tüm dudak çırpınışları, nefsini gözlerinde yıkamış şehrin izbe sokaklarına çarparak kaldırım taşlarında son bulsun ve bin fahişenin bir cenini yeşertemeyecek bereketsiz rahmine dolsun. Gözümden sızan her iyot, duygu yoksunu erkekliğinin künyesine hapsolsun...Bu son şiirdir sana, bu son serzeniş, bu son yakarış. Allah aşkına öldür gözlerimi. Öldür ki uçsuz bucaksız siyahlığım, mavisine aldandığım bütün sevdaların omuz çürüten tabutuna, milliyetsiz kalplerin ihtilal bayrağı ve mülteci sevilerin intihal kefeni olsun.
I
sen bilmezsin
bu şehir hep barut kokar geceleri
Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Devamını Oku
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
evet 'üstü kalsın!..' da, altında kaldığımız kesindir hayatın...
ne de'yim!..
zaten
ne yaratmışsa tanrı
aşk için yaratmış
ki
şair de almış nasibini
aşk kurşunuyla kurşunlanmış hatta!..
itiraz mı edeyim şimdi
hemcisime ayıp olur valla!..
:))))))))
sevgi ve saygıyla...
Merhabalar Mehmet Bey.
Öncelikle güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum ancak sanırım çok iyi anlaşılmadım. Gerçi ne kendimi ne de şiirimi ifade edip, hislerimi deşifre etmek gibi bir derdim de yok ama sadece bazı eleştirilerinize cevap vermek istedim.
“hüzün yürümek” , “ aşk yürümek” ya da “elem büyümek” vs vs. bunlar benim şiirlerimde sıkça geçen ifade şekilleridir. “Adım atarken, aşk yürümeyi yani aşk ile basmayı bir kez olsun öğrenmiş ayakların izinde gizlidir mutluluk” demek istemiştim. Yanlış bir kullanımda bulunduğumu düşünmüyorum. İkinci olarak “ hangi küllük taşıyabilir bağrında söndürdüğüm gözlerini” derken “senin gözlerin tıpkı bir sigara gibi ve ben o sigarayı bir küllüğün bağrında söndürsem bile hiçbir küllük bunu yani gözlerini taşıyamaz” demek istemiştim. Üç nokta mevzuuna gelince, neden bazı yerlere üç nokta koyarken şiirin tamamında noktalama işaretlerine ve büyük küçük harf değişimine dikkat etmediğimi ben de bilmiyorum. Çok sevmiyorum aslında şiirde noktalama işaretini çünkü şiirin şiirselliğini yok edip, onu, nesre yakınlaştırdığını düşünüyorum bir parça. Ama üç nokta sanırım herkeste olduğu gibi, bende de gizemli bir üsluba doğru pencere açıyor. Dört nokta kullandığım pasajı göremedim. Tam olarak yer belirtirseniz hakikaten mutlu olacağım.
Şiirin budanması konusunda haklısınız. Ama ben şair değilim. Yıllarını şiire adamış ve deneyim sahibi biri hiç değilim. Kendimce, sırf kendi hislerimi ifade etmek amacıyla belli zamanlar oturup bir şeyler karalıyorum ve bir anlık duygu patlamasıyla yazılan her yazında olduğu gibi, benim şiirimde de fazlalıkların olması doğaldır. Bunu zamanla aşacağıma inanıyorum ve size gerçekten katılıyorum.
Newroz kelimesini dikkat erseniz tırnak içinde yazdım ki bu tamamen özel bir mevzunun dizelerimde yansımasıdır. Bu konu hakkında açıklama yapmayacağım. Ama şu da var, kelimenin gerçekten böyle yazıldığına inanıp, bunun savunuculuğunu yapsaydım, sözcüğü tırnak içerisinden çıkarırdım.
Mehmetçiklerin şehri kuşattığı ifadesi kesinlikle yanlıştır. Böyle bir şeyi nasıl algıladığınız beni gerçekten şaşırttı. Şiiri şairinden daha net kimse anlayamaz muhakkak ama böylesine yanlış anlaşılmalara da sebebiyet vermek istemem.
Tekrardan teşekkür ediyorum ve hazır buraya cevap yazmışken eklemek istediğim birkaç şey daha var. İlk alıntım değerli şair Abdullah Çevik’e, ikincisi ise çok sevdiğim şair Kahraman Tazeoğlu’na aittir. Cemal Süreyya konusunda da haklısınız sanırım tırnak içine almam gerekirdi ancak aynı dize olmadığı için çok fazla önemsediğim söylenemez.
Son olarak Yusuf Hayaloğlu’nun “Ayrılığın Hediyesi” adlı şiiriyle benim yazdığım şiirin uzaktan yakından alakası yok. Yazarken aklımın ucundan geçmedi. Sadece “olsun” kelimesine takılarak böyle yaftalanmak hoş değil. O yüzden yorum yapan arkadaşlardan biraz daha usturuplu bir yaklaşım bekliyorum.
Tekrardan yorum yapan, yapmayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Sevgiler…
Aşk oyunun girdabında kendimi yitirmezsem çok başarılı bir şair olabilirim diye bas bas bağırıyor şiir.
Şaire sağlıklı ve mutlu günler diler ,kutlarım.
Fikret Şahin
Yerine yakışan bir şiir, Kutlarım Ayşegül Hanım. Selametle...
günün şiiri olmayı haketmışsınız dostum...zevkle ..acıyla okudum..empatı yaptım..ağır geldı..kaldıramadım..yüreğınıze, kalemınıze sağlık..kutlaRIM şairliğinizi..saygılar....
'hangi küllük taşıyabilir bağrında söndürdüğüm gözlerini
söyle hangi intihar benzer saçlarından atladığım uçuruma'
alıntı yapılabilecek çok güzel mısralarvar,ama bu iki mısraya aşık oldum...kıskandıracak kadar sağlam bir kalem,şaire selam olsun...!
bu ne şimdi? Şiir
yok
sigarayı dört pakete çıkardım( kapalı alanlar dahil)
atın ölümü arpadan olsun:)
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benim sana armağanım olsun:)
yok be sadaka vermiş:)
kisaca
'hibem olsun ! 'mu
demis Araf :)
Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta