çatık kaşlı, koyu renkli bir ses:
-dalından kopmuş karanfil gibi ağlıyorlarsa, bir karınca ölüsüne
süs havuzunun o narin sularına ağır gelir, okyanus tonajlı gemiler…
soluk alınan hava bir memlekette eğer, baskı, işkence ve esaret ise
mahpushane duvarları gibi olmalı, yoksa tükenir-biter o yürekler…
havuzun dibindeki bir damla su:
-belki doğrusu budur, böyle olmalı ama olamıyorlar işte.
onları.., fıskiyeli süs havuzu gibi bir yaşamın özlemiyle
gün aydınlığına doğurdu anaları, çiçeksiz bahçeler içinde…
nerden bilsinler sevginin, bir gün esaret sebebi olacağını
yaşama, insana, memleket ve hürriyete…
....,
çatık kaşlı, koyu renkli ikinci ses:
-eğer aydınlık., ufuk çizgisinden de öte saklanmışsa zor yerlere
aşılır mı tek adımda dağlar, geçilir mi bir kulaçta sonsuz denizler…
ve var mıdır bir türkü.., çalınıp-dinlenmiş olsun tek telli saz ile
yani açılmaz bir nefeslik rüzgarda, ışığın önüne çekilen o perdeler…
havuzun dibindeki ikinci damla su:
-elbette haklısın ama, bir olmadan da bin olunamıyor işte.
o dağlar nasıl dağ oldu, hele bir de dönüp bakınca denizlere.
işte bütün bu çocuklar onun için öğrendiler türkülerden önce
karanlık gecelerde topladıkları yıldızlardan, güneş yapmasını
barışa, kardeşliğe ve gelecek günlere…
....,
bu diyalogdaki çatık kaşlı, koyu renkli son ses:
-yeter ki girmesinler kaybolmak için, çıkışı olmayan tünellere
kara tren çığlığı gibi ağıtlar yakılmasın. kör dumanların içinde…
karanlıklar ninni olmasın düşlerine…
havuz taşmadan önceki son damla su:
-siz rahat olun, sanmayın ki karanlık bastı diye onlar uyuyordu.
o çocuklar herkes uyurken, dökülen yaprakları yerine asıyordu,
sararan yaprakları yeşile boyuyordu…,
(siz rahat olun, korkmayın.., su artık uyumuyor…)
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 12.1.2015 11:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Su uyumazsa eğer, hangi baraj dik durabilir önünde”…bir umut şiiri.
Konu: Su uyumazsa eğer-29.01.2015 14:49:00
----------
Siz bir yıl önce toprağa düşmüş tohumun ertesi yıl kendiliğinden yeşerdiğine tanık oldunuz mu hiç?
Ya da bir yolunu bulup, menziline farklı mecralardan giderek ulaşan bir dere boyunca açan hayıt ve zakkum çiçeklerinin güzellikleri kamaştırdı mı gözlerinizi.
Aslında tadı zehir zemberek olan o çiçeklerden bal yapan arılar örneğin.
Doğrular bir kez doğru şekliyle ekilmişse yüreklere, onu kim çevirebilir ki yolundan.
Hangi karanlık kaybettirebilir yolunu küçük derenin, sonunda hepsi ulaşır denize ve aydınlığa, sahi siz hiç suyun tersine aktığını gördünüz mü…Ben görmedim….
Emeğinize sağlık sayın şair.
-siz rahat olun, sanmayın ki karanlık bastı diye onlar uyuyordu.
o çocuklar herkes uyurken, dökülen yaprakları yerine asıyordu,
sararan yaprakları yeşile boyuyordu…,
cevat hocam eskiden su uyur düşman uyumaz derlerdi öyle bir çağda yaşar olduk ki suyunda uymaması gerek çünkü düşmanın kim olduğu belirsiz ihmallar kayırmalar vurdum duymazlıklar suskunluklar hep toplumsal huzurumuza düşman oldu kutluyorum
-yeter ki girmesinler kaybolmak için, çıkışı olmayan tünellere
kara tren çığlığı gibi ağıtlar yakılmasın. kör dumanların içinde…
karanlıklar ninni olmasın düşlerine…
------Cevat hocam yürek ister gönül ister bir ihtiyaç sevgi saygı aşk adına çok güzel bir eser okudum sizi ve şiirinizi kutluyorum saygılar sunuyorum.
saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (91)