Kıymetini bilmeyip, hoyratça savurduğun
Hayatın efendisi, kaynağı su değil mi?
Çöle dönmesin diye, geleceği kurduğun
Çocuğuna kalacak, mirasın su değil mi?
Rengarenk açsın diye, tarhındaki çiçeğe
Dalından sarksın diye, agaçtaki meyveye
Dili ıslansın diye, eşikteki eniğe
Yudum yudum ibrikten, verdiğin su değil mi?
Gülümserken şafağa, üstündeki gökkubbe
Bel vururken toprağa, can bulsun diye habbe
Yorgun girip yatağa, şükür içinde Rabbe
İnci inci gözünden, süzdüğün su değil mi?
Ayırdın mı kuzuyu, bilmeden sıcağından
Ettin mi karıncayı, ezip de bacağından
Bugün acep kul hakkı, geçti mi kursağından
Diye kabuslar görüp, döktüğün su değil mi?
Sıcaklardan kavrulup, bozdurunca terkibi
Meme peşinden giden, bebe dudağı gibi
Güğümü başa dikip, buluncaya dek dibi
Boynun aşağı sızan, içtiğin su değil mi?
El etek çekilince, gecelerden naz ile
Çocukları yatırıp, örterken niyaz ile
Yar koklamış sineyi, burcu burcu haz ile
Besmele çekip çekip, yunduğun su değil mi?
Rüyanda düşlemiştin, gecelerce habibi
Vakit çıkıp gelince, hak daveti mucibi
Birkaç metre kefenin, olmadan son sahibi
Kabre hazır bedeni, paklayan su değil mi?
www.blogcu.com/erolbasci
Erol BaşçıKayıt Tarihi : 15.7.2006 17:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!