Stratejik Derinlik Şiiri - Nevzat Dağlı

'Stratejik derinlik' boğdu Davutoğlu'nu,
Madem yüzme bilmezdi, neden daldı derine?
Düşmanlar uyguladı yazdığının çoğunu,
Bin türlü bela geldi sıfır sorun yerine.

'Yeni Osmanlı' dedi, ortam yüz yıl geride,
Ortadoğu kan gölü, Arap baharı bitti.
Irak şimdi üç parça, Suriye var beride.
Parça parça ülkeler, bizden de bayrak gitti.

IŞİD denen caniyi görmedi, işitmedi,
Derinlerde göz yumdu, hatta kulak tıkadı.
Strateji gereği üzerine gitmedi,
Musul'da usul usul, Türkler yedi tokadı.

Gençlik hayali ile gerçeği karıştırdı,
Derinlik sarhoşluğu, boğulmaya yol açtı.
Emperyalist devletler gerçekle yarıştırdı,
Bağdat'a, Şam'a giden trenler yine kaçtı.

Tek adam rejiminde sökmüyor strateji,
Elinde tokmak olan dövüyor davulları.
Taktikler ayarlıyor koyunlarda korteji,
Kendini koç sananlar topluyor bavulları.

Sayın Davutoğlu'nu hırsları geri çekti,
Zannetti hamasetle strateji çizilir.
Lakin biat sistemde izlenen taktik tekti,
Özgürlük isteyenin tüm bağları çözülür.

Tek adam vesayeti şurayı güçsüz kıldı,
Karar veren mecliste ona pek yer kalmadı.
Strateji bozuldu, vizyon yere çakıldı,
Ne kadar uğraşsa da taktik çare olmadı.

Hamaset ustasıyla yarışsa da nafile,
Nutuk çare olmuyor emperyalizme karşı.
Ufukta hiç umut yok, bocalıyor kafile,
Anlaşılan odur ki, dağılacak bu çarşı.

‘Stratejik Derinlik’ bir girdaba dönüştü,
Çekiyor ülkemizi derinlere anafor.
Gaflet varsa sonucu, elbet böyle inişti,
Dibe vurmak yaklaştı, gören varsa ona sor.

Süleyman Şah derinden getirildi beriye,
Mobil türbe yöntemi, taşıma zaferidir.
Mukaddes emanetten kalan varsa geriye,
Milletin gururunu kaşıma zaferidir.

Atatürk'e inansa, ilkesine uysaydı,
Yurtta dünyada barış kurmaya çalışırdı.
Ölenlerin yerine kendisini koysaydı,
Nevzat gibi empati yapmaya alışırdı.