Ne demistik, yoksullugun köküne saplanmis sefaletin dibine cökmüs cöreklenmis yüzyillarin el yol ve yön degistirdigi toplumsal ekonomik ve siyasi depdebede dört erkek iki kiz toplamda alti kardesli bir ailenin , agabeyisinden devlet kapisina kapagi atarak kendini saglama alma yolunda askerligi secen Anton Hofmiller, imparatorluk sinirlarina dahil Maceristan`in köylük -kasabalik ücralar ücrasi yerinde her gün digerinden hic farki olmayan renksiz, monoton, tekdüze egitim sahasiyla kisla odasinda gel gitliligin atli suvarisi ve tutsak kusudur adeta.
Orda, talimgahi hic bitmeyen, carsi izinlerind dahi tasidigi üniformanin buyuran yüküyle her adim araligini ölcüp tartip düsünüp davranan, ara sira hovardalik kaldirimlarinda parali asklarin kalcasini gögsünü mühürlettigi kadar ask ve sevgi kavramlarinin icini doldurup bosaltan, paydosu kislaya yakin meyhanede sakalasmalarina varincaya kadar hep bilindik hal hareket laflasmalariyla öldürüp geciren,; ve sürekli kendini tekrar eden emir verip emir almanin disinda özgün kisilik yahut özgür irade adina hic bir etkisi yetkisi olmayan saplantinin sinirlarla kilitlenmis engelli bagli güdümlü sandalyalara cakilip kalmis yoksunluk yitiklik kabugunda gibi sürüklenip gitmektedir Tegmen Hofmiller.
Bu yönüyle de günlük hayatinin hic bir islevini kendi gücü istegi secenegi arzusu yetkisi ve iradesiyle diledigi gibi yapamayan; ve en kücük yerinden yikinmeyi isteyen kimildayislari bile destekli dayanakli koruyup dayanip gözeteni olmaksizin yerine getiremeyen ayni kaderin bir baska benzer vurgununu yemis serveti hesaba kitaba gelmez varlikli evin sandalyaya cakili kalmis kizidir Edith.
Ve bir meyhane günlügünde kagit oynayip suvari subaylari kendi aralarinda gevseyi sakalasirken, meyhanenin pasta börek satan kisminda herkesin gözünü kamastiran Ilona`nin girisie cekilen dikkat sonucu, kasabanin eczacisi, fabrikalardan icar tarlalarina varligi ve serveti yedi diyardan bilinen saray yavrusu sahipliligini yakindan tanidigi kadariyla anlatip yayarken, dilerse Tegmen Hofmiller`i onlarla bir yolunu bulup tanistiracagin müjdesini verir. Ilona, hayati sandalyaya bagli yasayan Edith`in bütün bakim ve gözetiini saglayan eli ayagi konuundaki hasta bakicisidir. Yakinda heybetli konakta verilecek olan eglenceye ihtiyaclar ismarlamak icin girmistir kapidan.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta