Göztepe Spor Klübüne İthaf olunur.
İzmir’in güzel kızı
Güzelyalı yıldızı
Çokçadır efsanesi
Göztepe’dir simgesi
..
Her giden seneye umut bağladık,
Gözümüz yaşla doldu 2002.
Şimdi seninle tanıştık
Hoşgeldin dünyamıza 2002.
İş ve aş bekliyoruz önce senden,
Zamları uzak tut bizden,
..
Beton zeminle aramda bir battaniye var
Kafam kaç ölünün başının değdiği yastıkta
O uzun burunlu ama hanım hanımcık hemşire spor haberlerini izlemekte
Yanımda ölüme beraber komşu olduğumuz bir amca var yaşı seksen beş
Oturarak uyuyor ilgisi göstermelikten çok pahalı
İçten sorular yürekten oturuşu ölümün dibine
..
Nasırlı Eller
hatırlarmısın
bir zamanlar beni üzmek veya
kıskandırmak için söylerdin,
zaman zaman,
ellerimi tuttuğun da sevgiyle,
gözlerime bakarken arzuyla
..
Biz çocukkende fakirdik şimdide
Soğuk on kasım günleri cümlemiz garibandık.
Önceki gün mukadder abladan krizantem istemeye başlardık.
On kasım günü elimizde emanet çiçekler ata ya saygımızı sunardık.
Haziran ayında tatil olurdu mahallede çay ocakları favorimiz
Sabahın sekizinde ya babamızın yanında yada çay ocaklarında geçerdi vaktimiz.
..
Geliyor Geliyor
Mavi mavi mas mavi
Altın sarısı sırma saçlı
Uzun boylu selvi soylu
Samsun dan bir güneş doğar gibi
Mustafa Kemal Atatürk
..
Gitme garip gitme yollar harami
Arap vurur Türkmen alır paranı
Gurbet elde kimler sarar yaranı
Git garibim güle güle gelesin
Gitme garibim gitme yollar merd olur
Her sinekler bir alıcı kurt olur
..
unutmuşsun beni,
dün öyle dedi ananın haber bültenindeki sürtük
yakın akraban olsa gerek,
kendini sunuyordu 70 milyona haber yerine
ekran başındakilere frikik veriyordu spor spikeriymişçesine
hava durumu başladı ön sunuşmanın ardından
iç bölgeleri anlatırken sağnak sağnak boşalıyordu orospu
..
Ben geldim Elazığ’ım
Sislerin ardından tam kırk yıl sonra
O birkaç avuç, yürekli kızlarınla.
Havanı, suyunu, okulumu özledim
Hadi, sar bizi şefkatli ana kucağınla…
Artık siyah önlüklerimiz yok
..
En büyük Liderdi Belkide,
Onlarcası İçinden;
Korkmadan Yürüyen,
Sorunsuz Yaşayan,
Dünyaca Ünlü,
Gazetelere Manşet Olan,
Spor ile Formunu Koruyan,
..
Gazete okumayı çok sevmiyorum. Ne biliyim hoşuma gitmiyor. Her haberi özellikle yanımda biri varsa okumak zorundaymışım gibi hissediyorum. Bir de “edebiyatçı çocuk” tiplemeleri vardırya, nefret ederim onlardan. “Starbucksta kahvemi yudumlarken gazete keyfi yapıyorum.. sen napıyorsun bakiyimm” iğrençsiniz he.. Sonra dedim eski sevgiliyi düşünmekten başka yapılacak çok güzel şeyler olmalı. Laf aramızda bugünde hiç dışarı çıkasım yok böyle havalardan nefret ediyorum. Neyse, dedim kalk, bilgisayara otur, aç google’ı bildiğin gazeteleri yaz, oku. Al sana gazete. Ohh hem sayfa çevirme derdi yok, elim kokacak korkusu yok. Üşengeçliğin son raddelerindeyim sanırım.. Millet gider sabahları siyaset bölümünü ne bileyim işte ülkeyi ilgilendiren haberleri okur, bense ya teknoloji bölümünü okur “baba bana şu telefondan alsana yaaa” derim ya da “aa adriana lima mı o bakiyim versene bi” bölümlerini incelerim. Neyse açtım google’ı. Bildiğim tüm gazete adlarını yazdım. Başladım okumaya.
Bir sayfada “Moralinizi düzeltmenin 10 yolu” yazıyordu. Aha dedim benim için yazılmış bir haber.. Ben bunu okuyacağım ve o gerizekalıyı da unutacağım! Başladım okumaya..
1 – Dışarı çıkın; Ne diyor şimdi bu? Dışarı çıkınmış. Çıktık da bi bokumuza yaradı sanki. Hem hava kötü, olmuyor içim darlanıyor dışarda be adam!
2- Spor yapın; Kusura bakmayın ama sporla mutluluğu sağlayacağımı hiç inanmıyorum. Ne olacak yani? “Koşuyorum, eğer 3km daha koşarsam eski sevgilimi unutacağım” diye bir mucize gerçekleşecek de biz mi bilmiyoruz?
..
“Bahar mevsiminin gelmesiyle yeşilliklere bürünmüştün. Sen 3 Nisan 1937’de adım atarak yürümüştün. Bense dalında eriği, kirazı, yeşilliği görmüştüm. Adım adım ilerliyordun bir il olma yolunda sen Karabük’üm.
Yeşilliklerle çevrili bir dünya olmuştun benim için, senin Sokaklarında yürümeyi öğrenmiştim. Ne büyük mutluluktu benim için. Her tarafın baharla şenlenirdi coşku dolu bir şehirdin sen Karabük’üm.
Demir Çelik fabrikalarının temelinin atılmasıyla birlikte Sanayinin can damarı olmaya güçlü bir aday olmuştun sende insanları çekiyordun. Yavaş yavaş kendine 13 haneyle başladığın bir il olma serüvenine kavuşmuştun sonunda 1995 senesinde.
Şimdi gözlerimi kapatıyorum. Kendimi 2023 yılına ışınlıyorum. Dünyanın üzerinden Karabük’ün Semalarına bakıyorum. Mutluyum. Yaşamak istediğim güzel ilim Karabük’ü görüyorum.
Doğalgaz ve ısı yalıtım sistemlerinin Karabük’e gelmesiyle birlikte tertemiz havasını içime çekiyorum. Baktığım her yeri yemyeşil görüyorum. Güneşin elleriyle ısıttığı bir günde susuyorum. Karabük’ün dağlarından kopup gelen kaynak suyundan bir yudum içiyorum. Ben ne hava kirliliğine ne de su kirliliğine yeniliyorum. Ne de çevre kirliliği ile mücadele ediyorum. Çünkü baktığım her yeri tertemiz görüyorum.
Sonra alıp götürüyor beni Karabük’ün sokakları. Şehir planıyla, hastaneleriyle okullarıyla, evleriyle gözlerimi dolduruyor. Karabük üniversitesi Türkiye’nin bir incisi olarak karşılıyor beni. Karabük 2023 yılında eğitimin ve kültürün başkenti haline geliyor.
Gözlerimi dolduruyor cıvıl cıvıl renkleriyle safranlar. Safranbolu’da buluyorum kendimi. Yürüyorum adım adım şarkılara ilham veren Arnavut kaldırımlarında şimdi. Safranbolu turizmin aranan tek adresi haline geliyor. Turistler akın akın gelip asma bahçelerinin seyrine dalıyor.
..
Yavaşlıyor Canlılığım
Her gün beni sarmalayan
Bir oda da yalnızlığım
Yaşantımı hesaplayan
Hastalıktır mutsuzluğum
..
Aşk acısı ne büyük bir dertmiş
Bunu anlamadım
Seninle ilk tanıştıgımız günü hatırlıyomusun?
senin üstünde bir bluz,bir kot,ve spor ayakkabı vardı
Seninle ilk buluşmamızı hatırlıyormusun
..
OLDU MU YANİ
Urla’ yı çok severim. İskelesi, Çeşme altı ve koylarıyla, tarihi ve otantik dokusu ile bekâretini korumaya çalışan bir Ege ilçesi. Ilıman iklimi, organik pazarları, tertemiz denizi ve kente yakınlığı ile yazlıkçıların gözdesi. İzmir’ de yazlık lüks değil, gereksinim sanki. Şehrin yoğun trafiğinden ve bunaltıcı sıcağından kaçtığımızda gidebileceğimiz bir fakirhanemiz var. Fakirhane ne ki? Aslolan gönüllerin zenginliği değil mi? Hele sabah serinliğinde martı çığlıkları, kuş sesleri arasında yürümek bir başka güzel. Galiba biraz dikkatli bir gözlemciyim. İşte bir yürüyüş izlenimim. Ben gördüğümü yazdım. Yine de karar sizin…
Yazlıkta, yürüyüş yolumda bir taş ev vardı şirince. Denize inen dar yolun başında bir levha vardı. “Sevda Sokağı” yazıyordu sadece. Takılmıştım bu isme… Fazla büyük değildi ev. Tek katlı fakat genişçe. Arka bahçesinde yaşlı ceviz ağacı, davetkâr bir asma altı. Denize bakan geniş balkonda rengârenk, çeşit çeşit rüzgâr çanları yılların sevda masallarını anlatırdı, ahh… Duvarların dili olsaydı.
Hanımeliler, yaseminler mis gibi kokar, sokağa taşardı akşamsefaları. Bahçe masasında en güzel örtüler, üzerinde hep taze çiçekler vardı. Öyle çok çiçek vardı ki bahçede. Gölgeye kurulmuş bir hamaksa yalnızlığına ağlardı.
..
Platon'dan önce de,
Doğrulunuya yönelinelen ve
Herkes içilin
Geçerilinli olunulmaya çalışılanan
Bir düşülünce
Varılındı kuşkusuz.
Ne varılın ki,
..
uzaklara giden yolcu dur
sivasa gidiyorsan bende selam söyle
birgün olurda işim biterse
küsmedim sivasa gelecegimi söyle
yolcu gardaş sana birşeyler söylesem yaparmısın
ben gidemiyorum bizim diyarda benim için birgün yatarmısın
..
kahrolsun emperyalizim
amerika da kahrolsun
kola masamın baş ucunda
mallbora göğsümde dursun
kot bot tişört üniformam
hooliwod idolün olsun
kafede buluşur
..
Birgün sıra,sana da gelir.
Zalimlerin baş aktörü.
Onlar şeytanın yandaşları! .
İnşallah sonun yakındır.
Allah’ın da bir hesabı var unutur musun?
Mazlumlara kan kusturur,masum Filistin’e göz açtırmazsın,
Ey insanlık! Bu suçta hepimiz sınıfta kaldık.
..
Fikirleriyle, tüm gücü ile geçit vermiyordu
Varını yoğunu ortaya koymuştu, apaçiler…
Dayı yeğen savaşıydı, yüzbinler izliyordu
Alparslan gibi şanlı çıktın, bedri komutan…
Dağ gibi borçlar serildi yollarına, yürüdün
Çekilmeden, yılmadan başardın komutan…
..