Temiz bir sayfa açtım hayatımda
Dünyanın en sağlıklı nefesi içime çektiğim
Derin bilgi ormanlarında...
Bilgeler yoldaşım
Atalarımın öğütleri ve kitaplar yoluyla...
Yararlı yiyecekler vücuduma,
..
Sabah sporu yapan
Yavru taşla babası
Dağdan aşağıya doğru
Hızla yuvarlanırlarken
Bir ara yavru taş
Baba dedi
Neden çevredeki bazı taşlar
..
Bizim gençliğimizde seksenli yıllara denk geldi. O zamanlar nerede İnternet, nerede bilgisayar; ama yine de sosyal faaliyetlerden pek geri kalmazdık. Kimimiz halkoyunlarına giderdi, kimimiz bilardo ve masa tenisi salonlarına, kimimizde karate ve tekvando adı ile bilinen sporları yapardık. Bendeniz Hikmet cennet kuşu da üçüncü sırada saydıklarımdan biri olan tekvando sporuna o meşhur Bruce Lee denen adamın filmlerini seyrede seyrede başladım, bir başladım pir başladım. Kiremitler ve mermerler karşımda tir tir titriyorlardı...
Haftanın üç günü bir salonda arkadaşlar ile hoca nezaretinde ha babam de babam tekvando yapıyoruz. Ter sırtımızdan değil de başka bir yerimizden çıkıyor adeta. Bazen yoğunlaşmak için ha hu hiya diye de sesler çıkartıyoruz. Baştan çok garibime gitse de bu sesler, sonradan arkadaşlarım gibi ben de alıştım. Hızımı alamıyorum bazen antrenman bitiminde sokakta yürürken de hu ha hayt diyorum, millet de bana dönüp pis pis bakıyor ''Deli mi ne bu adam? '' diyorlar. Hiç birine aldırmıyorum. Tekvando aşkı, Bruce Lee amcanın aşkı tavan yapmış durumda ben de, kimse hiç bir kuvvet o aşkı yerlere indiremez...
Hafta sonları salona gide gele bir şeylerde kapıyoruz hocamızdan. Üç ayda bir kuşak imtihanı varmış, biz daha beyaz kuşaktayız, daha ileride bunun sarısı, yeşili, mavisi, kırmızısı, siyahı var. Günler gelip geçtikten sonra kuşak imtihanı geldi çattı. İçimizde bir kıpırtı bir heyecan sormayın gitsin. O çocuk aklımızla yüreğimiz pır pır ediyor hocalarımızın karşısında. Görenlerde sanır ki kuşak imtihanına değil de üniversite sınavına giriyoruz.
Kuşak imtihanına girdik çıktık ve alnımızın akı ile sarı kuşağı kaptık en babasından. O zamanlar daha bekârım. Gücüm kuvvetimde yerinde, yan bakan filan olursa dersini veririm diye düşünürken hop iki üç tane çakal çıktı önüme. Aklı sıra alay edecekler benim ile. Yer miyim ben? Sardılar etrafımı giriştiler bana. Haliyle benim elimde armut toplamıyor, ben de ya bismillah deyip paça kasnak daldım üçünün arasına ''Eee dedim Hikmet öğrendiklerini uygulama zamanı şimdi hakkını ver oğlum yaptığın sporun.'' Her ne kadar sarı kuşakta öğrendiklerim üçünü birden haklamaya yetmedi ise de yine de epey hasar verdirdim haytalara, bizim de az buçuk şakülümüz kaydı desem yeridir. Arkadaşlar sağ olsunlar araba ile beni en yakın hastaneye atıverdiler. İyi ki de atıvermişler, biricik aşkım Gülcan hemşire ile orada o hasta yatağında yara bere içinde iken tanışmak nasip oldu, daha sonrasında evlenmek de kısmetmiş...
..
Boşuna herşey,
Hayat boşuna...
Uzun uzun hesaplar yapıp,
Gelecek ayın şimdiden,
Ödemeler dengesini tutturmaya çalışmak,
Bir türlü denkleşmeyen aile bütçesini,
Benim eskiyen ayakkabımdan,
..
Gecenin karanlığı gibi bir şey
Görünmüyor, karanlıktan başka bir şey
Işıklar yok, aramaya da cesaretim yok
Karanlık kabus gibi bi rüya
Şansızlık bir hastalık gibi yapıştı
Üzerime spor elbise gibi yakıştı
..
Antartika kıtasıdır benim evim,
Hem beyaz hem gridir rengim
Denizlerde ekolojik dengeyim
Kıymayın bize siz insanlar..
Spor olsun diye katletmeyin bizi,
Düşünün biraz gelecek neslinizi
..
Sonu da güzel aslında ama ben her zaman ilkini tercih ederim. Bahaar, bahardan söz ediyorum canım ilkbahardan. Fazla bekletme sevgilim, gözümüz yollarda özlemle seni bekliyoruz baharım. Hele o beyaz beyaz çiçekler açtı mı, sabahın köründe cıvıl cıvıl kuşlar ve cırcır böcekleri ötmeye başladı mı değmeyin keyfime... Sade benim keyfime mi? Kedilerin, köpeklerin, böceklerin, sineklerin, kelebeklerin, kurbağaların ve bilumum canlının da değmeyin keyfine...
Bakın adı bile yetti daha üçüncü cemre bile düşmemişken. Hadi atın kışın miskinliğini üstünüzden, kışın sünepeliğin i bir kenara bırakın. Çekin ciğerlerinize sabah işe gitmek için yola çıktığınızda baharın o sakin ve dingin havasını. Güvercinler ve serçeler çoktan dallarda ve telefon tellerinde ki yerlerini aldılar bile, çifte kumrular ilanı aşka başlar kısa bir zaman sonra, magazin gazetelerine reklam olmadan asla. Tabiat ana canlanmaya başladı. Bir müddet sonra akşamları camları bile açarsınız ara sıra...
Sanmıyorum ki şair ve yazarlara ilham veren bahar kadar başka bir mevsim olsun. Tabi ki vardır yazdıklarını ürettiklerini başka başka mevsimlerde fazlalaştıran, ama genel olarak bahsediyoruz bu durumdan...
En başta hava kirliliğinin minimuma indiği bir mevsimdir bahar. Kız Çocuklarımıza çok takarız bahar ismini. Aydınlık bir mevsimdir, kışın kısa günleri ve uzun geceleri gider, yerini geceleri bile dışarı rahatça çıkacağımız bahar ve yaz günleri alır. Güzel şiirler ve şarkılar vardır bahar ve yaz üstüne. Hemen aklıma gelen biri ki zamanında ben çok sevmiştim bu şarkıyı herkes gibi. Şöyle devam eder gider sözleri ''Baharı bekleyen kumrular gibi sen de beni bekle sakın unutma, ellerin havada gözlerin yolda bir tanrıyı bir de beni sakın unutma.'' Bülent Ersoy'un ya da Muazzez Abacının o gür sesi hem kulağımıza hem de gönlümüze hitap eder ve mest eder bizi...
..
Devlet gibi yönetilir vücutlar,
Vücut uzuvlarla meclis gibidir.
Beyin Başbakan gibi baş vekil,
Cumhur başkanıdır vicdan masası
Spor yapar geliştirirsin vücudu,
Her organ bir vekil gibi çalışır.
..
Bayram; ferahlık, rahatlık, huzur bulma, bütün aile bireylerinin bir araya gelmesi, küslerin barışması, bayram namazı kılınması, can-ı gönülden yalvarış, dua, büyüklerimizin ellerini öpme, en güzel elbiselerimizi giyme, Allah’ı ve fakirleri, yoksul insanları daha bir içten ve karşılıksız hatırlama, olanı olmayanlarla paylaşma, bölüşme, yılda bir kere de olsa nadiren gördüğümüz gönül dostlarımızla buluşma demektir.
Bayramlar, dinî ve millî sevinç ve huzur günlerimizdir.
Dinî bayramlarımız denilince bir ay oruçtan sonra bedenimizi de ruhumuzu da kötülüklerden, hasis ve bağnaz düşüncelerden, basit kurnazlıklardan, kinden ve kibirden arındırarak kavuştuğumuz Ramazan Bayramı ile, Allah’a kurban keserek bir kere daha bağlılığımızı ilan ettiğimiz, ferahlık ve sürur bulduğumuz, sadece Allah rızası için kestiğimiz kurban etinden olmayanlara da ulaştırarak paylaşmanın ve bölüşmenin, fakirin, fukaranın sofrasını şenlendirmenin tadına vardığımız Kurban Bayramı gelir akıllara…
Tabi ki bir de millî bayramlarımız var, milletçe kurtuluş, sevinç ve huzur kaynaklarımız olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı,19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi…
..
Siyah saçlı,kahverengi gözlüydüm,
Şimdi kel vede maalesef körüm.
Uzun boylu normal kiloluydum,
Şimdi zayıf vede maalesef kamburum.
Hep spor yapar hareketler ederdim,
..
Vip kapılarından geçtiler.
Tesettürleri,son moda güneş gözlükleri ve
Ayaklarında rahat spor ayakkabıları.
Özel bir izinle gidiyoruz diyorlardı.
Çok rahat oluyormuş bu dönemde umre.
Halktan uzak.
Ter yok itiş kakış yok.
..
Şiddet yok, sopa yok, olsa da derbi
Kardeş, kardeşe hiç küfür eder mi?
Sevgini paylaş, nefret ve kin kalsın
Spor bu, eğlence,sende insansın
Kardeşçe elele, ilgiyle izle
Bayrağını salla,hiddeti gizle
..
Günaydın benim herkesle barışık adam. Karşı ki,
gemi demir atacak birazdan. Şıkır şıkır oynasın
çoştursun rüzgar onu. Benim sevecen dostum.
Deniz seninle demlenirim şimdi. Günaydın uçan kuşlar
günaydın uç, uç selam selam. Bu mevsim adanın
bu gelecek misafir benim dostum. Heyecan heyecan
..
Herkes bilir ki insan olmak,insan kalmak,yüzlerde yeşeren soylu türkülerle yürümek için,mutlaka okumak gerekir.Okumayan insan koftur,boştur.Sesleri seslerle,düşleri düşlerle tartmayı bilmediği için kendisiyle,çevresiyle,tabiatla küstür.
Okuyan insan; gönül bahçesini sürekli çiçekli kılan,yürek bohçasını güzelliklerle dolduran ve sözü kendi kınında paslanmaktan kurtarandır.
Okuyan insan,düşünen insandır.Düşünen yani aydınlığa kavuşandır.Kavuşmak için durmadan kulaç atandır. Kalbini daha hassas, kanını daha sıcak, zekasını daha işlek, ruhunu daha huzurlu kılandır.
Okumak; içimizdeki ve dışımızdaki mechul alemi anlamaktır, hakikatin karşısına dikilen barikatları aşmaktır. Işıklı, ölçülü, ökçeli düşüncelerle sığda kürek çekmekten kurtulup sonsuza açılmaktır.
..
Hani kopya çeken öğrenciler gruplaşarak bir araya gelir ya işte tüm gruplaşmalarda, örgütlenmelerde, toplanmalarda niyet aynıdır. Niyet: Biz geçelim de, biz ilerleyelim de, biz yükselelim de gerisi önemli değil.
İnsanlık etçilleşiyor. İt dalaşı bir dünya artık bu dünya... Ah kuzum veya koçum diyecek kimse yok!
İnsanlar kama kılıfıdır, eğilmeyince içlerine almazlar. Duruşlar eğik, vuruşlar kahpece. Kimse adil değil. Ruha dokunmayan her dokunuş bir tacizdir. Tacizkar yaşayış tarz artık.
Bir araya gelmeler bir linç hukuku. Altta kalanın canı çıksın. Müsiad, Tüsiad, siyasi partiler, PKK, DHKPC, İBDA-C üste çıkmanın, üstün olmanın yan kuruluşları. Yan kuruluşlara üye ol, yan bak herkese. Hilmi Yavuz ile Nazan Bekiroğlu yan yana. Koç ile Sabancı yan yana. Ahmet Altan ile Hıncal Uluç yan yana. Rıdvan Dilmen spor yorumculuğunda. Acun ile yayıncılar yan yana. Var mı bana yan bakan dercesine hepsi. Doğru bakan yok. Nazlı Ilıcak bilmem kimin yanında. Yandaşlık hurra. Allah ülkemi koruya.
Şiriat para olanın dini ticarettir. Cübbeli Ahmet Hoca vaazlarda. Program çıkışında jip yanında. Elleri elmas parlaklığında, parmağında tek taş yüzük. Allah'ım bu ne yüzsüzlük.
Cesedin yanında sırtlanlar, çakallar, akbabalar. Millet ağlasa da sızlasa da boşuna. Eşeğe anırmak da yasak. Vur sırtına vur sırtına.
Yaramaz çocuklar, ideal babaların çocukları.... Çocuklar gezer sokaklarda. Sokaklarda bedenler fikirlerden ilerde. Vur omuza vur omuza.
..
Beynime spor;
Kilolarına göre
Girdikleri kategori...
Uyku gelmek;
Ağır bir hava,
Uyuşukluk ve gevşeklik...
Belli oranda
..
Orta okuldayız, bir hevesle bir hevesle okuyoruz zannediyorsanız aldanırsınız, tembel tenekenin tekiyiz, bize ders sormayın da onun dışında ne sorarsanız sorun, telefon ile joker hakkımızı bile kullanmadan, hatta arkadaşımız, can kardeşimiz Hakkı'ya bile sormadan cevaplarız ders dışında ki bilumum soruları... Derslerimiz kötü ise de beden dersinden on üzerinden on, on bir her türlü notu alırız, atletik bir yapımız var haliyle, dal gibi incecik sayılırız...
Beden Öğretmenimiz Eşref Bey çok cana yakın, atletik de üstelik, iyi bir Hoca. Eee ilkokuldan orta öğretime geçince öğretmenlerin hepsi bir an da Hoca olmuştu. Siz boş verin o eski dizilerden Hayat Bilgisinde ki hayali tip Afet Öğretmenin ''Hoca Cami'de Hoca Cami'de'' lafına... Hoca hem okulda hem de camide...
..
Kuşumuz Uçmaz Kedimiz Kaçmaz Fino Desen Hanım Korkar
Hayvanları seven de var sevmeyende, bendeniz sevenler takımın dahil olduğum için kendimi her zaman bahtiyar hissetmişimdir... Kedi cinsi de köpek cinsi de beni çok seveler, Ahmet ağabey derler de başka bir şey demezler, yok yok onu da demezler de ben uydurdum... Nasıl konuşsun ki kedi köpek biraderler, amaan işte hayvanatlar diyecektim... İnanır mısınız, beni gittiğim banka şubesine kadar takip edip kapıda bekleyen sokak köpeği bile var. Yok vallahi ben demiyorum, cebimde para var gel korumam ol diye, öyle tin tin tin geliyor peşimden...
Eve hayvan alalım mı almayalım mı tartışması bizim çocuklar büyüyünce iyi alevlendi. Kızım ve oğlum köpek de köpek illa diye tutturdular. Bendeniz kedilerden yana kullanıyorum oyumu. Kedi olmazsa kuş da olabilir diye de antiparantez bir düşüncem var... Bizim hanım da ne kedi istiyor ev de ne de it, ay it mi dedim, köpek işte anlayın. Kuşa bir derece, az da olsa sıcak bakıyor onu da kafesten çıkartmamak kaydı ile... Ben de acırım haline kuşun tabiatı ile hapis hayatı yaşayacak kuş kafeste. Arada çıkarmak da lazım, hanım da ''Her yere pisliyor altını da bağlayamayacağımıza göre kafes de kafes illa'' diyor. Ben onun ardı sıra gezer bilumum büyük ve küçük abdestlerini temizlerim Hanım diyorum, oralı olmuyor. Durun canım, durun, daha almadık. Bunlar ev de aramızda geçen tartışmalar sadece birbirimizi üzmeden, kırmadan, dökmeden...
..
Yarabbi dua eden öğrencinin işini asan,
Sınav kelimesini yerle yeksen.
Kitap sorularını noksan,
Bizlere sınıf geçmeyi ihsan eyle yarabbi.
Yarabbi bizi idarenin gazabından,
Karne zayıfından, sınav kağıdından,
..
Denilse ki elimde spor, maç sonuçları,
Milyarder olman mümkün bul sıralamaları…
Ancak sonuç dönecek şahsının aleyhine,
Huzurun kalmayacak ki çok şey aleyhine…
Örnekleri bulunur etrafa bir bakılsa,
..