Sözlerim Şiiri - Bahtinur Cano

-----İyi bir dindar nasıl olunulurun yöntemini, yollarını, kurallarını öğretebilirsiniz lakin iyi bir dindar olmayı öğretemezsiniz.
Dinsizlik bir öğretidir. Din ise inanma ihtiyacının getirisi, iç güdüseldir.

-----Şifada mıdır imtihan yoksa imtihanda mi şifa? Kul hangi kapıdan baksa hem imtihan hem de şifada.

-------Dirimize kıymet vermeyenin selamızla ne işi olur?

--------Cezaların uzun ya da kısa oluşu cezayı çekenin vicdanına bağlıdır.

----------Sözü anlamaya da can gerek can. Nice ölü kendini can sayarmış.

------------Zaafınızı bilen düşmandan daha tehlikelisi yoktur

-------------Sesini işitmeyenler, sustuğunu bilemezler.

-------------Yalanlara kanmak, doğrusunu bilmekten daha cazip gelir.

-------------Fikrinizi söylemek için ya deli olmalıydınız ya da ahmak.

-----------İnsanlar taklitçidir. Fikir üretenin değil, taklidi en iyi yapanın değer görmesi bundandır.

---------Adalet, terazinin kefelerine gözü kapalı abra koyup dengeyi sağladığını sanmak değildir.

----------Ekmeği, herkes her yerde bulabilir ve yiyebilir. Ama bir dava uğrunda açlık çekenler bedenlerini davalarına ulaştıran basamak yapmaktan çekinmezler.

----------Rahata alıştırılan toplumlara, rahatsızlığın korkusu bile yeter.

------------Yalan sözün muhatabı çok olur

-------------Devrimciler, uygun zamanı beklemeyi bilmeyenlerdir. Çünkü uygun zaman beklenilmez.

------ Dün doğru dediğine, bugün yanlış demenin, Dün yanlış dediğine, bugün doğru demenin, yarını ise hiç bilmemenin adıdır bilgi.

---------Canımızı yakmayan acılar üzerinde, menfaatler etkili olur.

--------- Kelebeğin yaşam hikayesini herkes bilir. Lakin yasını hiç kimse tutmaz.

----------- Felsefe yolunun taşları çoktur. Düşünmeye odaklananlar, yoldaki taşların üzerine basarak geçer.

-------------- Her şey ileriye gider oysa. Hiçbir şey geride kalmaz.

-------------- İnsan yalnızken görür bütün yanlarını.

------------------ İyilik ve doğruluğa, güzelliğe çağıran her kim olduysa onları kötü bilmekte üstüne yoktur insanoğlunun Nefsine uymak için hafifletici sebepleri hep olmuştur.

------------------Hiç acıyı bilmeseydi çocuk, doğumundan ölümüne kadar. Ölüp tekrar diriltilip cennete girdiğinde, cennete tutunmanın önemini, değerini kavrayabilir miydi?
Unutmuş olsa da bir kez acıyı tatmış çocuk, tutunmanın bir insanı ne denli güçlü yaptığının farkındadır. Tutunmak eylemi üzerine...

----------------- İçi kibritlerle dolu bir kibrit kutusudur fitne. Öylece ortaya konur. O kutudan herkes bir çöpünü alır. Ve ortalık ateşler içinde kalır. Hiçkimse anlamaz ilk başlatanı. Ama daha vahimi hiçkimse sormaz kutuyu koyan ya da koyanları.

-----------------Kuralları ben koyuyorsam, oyunun kazananı da benimdir.

----------------Dışarıdan gelen seslere odaklanan insan, içindeki seslerin varlığından bihaberdir. İçindeki sesleri dinlemekle meşgul olana ne kadar gürültü yapılsa da boşunadır.

------------Ümmetimin hali nicedir diyecek olsa peygamberimiz ne derdik?
Sözlerine gül kokuları bile sürdüler lakin Gül kokmasını bilemediler mi derdik?

--------------Soluklanırsın bir kayanın yanında. Kendi halince fikirlere dalar, söylenirsin. Ya da sakince akan bir nehrin başında öylesine akıp giden suya anlatırsın. Ne zaman kağıda söyleyecek olsan içinden geçenleri, anlayacak ya da anlamlandıracak insan ehli bulamazsın. Ne tuhaf!
Sayısı bilinmeyen çocuklar ölür. Kimi ırkını sorar, kimi dinini.

----------Bir cahili eğitmek uğruna, kaç orman kendini feda eder.

----------Hayallerin soyduğunu, gerçekler giydirir.

----------Ağaların olduğu yerde, marabalara nefes hakkı yoktur.

-----------İnsanlar hakikati duymaktan korktukları kadar hiçbir şeyden korkmaz. Bundan dolayı şairler, yazarlar iyi bir ün uğruna insanların duymak istediklerini yazar.

-------------Mübalağalı sevgiler okuduk. Bir idealin tutkusu kadar insanları peşinden sürükleyemedi.

--------------Dışı nere, içi nere ?
Altı nere, üstü nere?
Bildiklerin alemde bir zerre. Bilmediklerini bildikleri gibi bilen gafil.

Önümü görsem, arkamı göremem. Sağımı görsem, solumu göremem. Gördüğüm kadardır sanarım her şeyi.
Gökyüzüne baksam sonsuz boşluk gibi gelir kaybolurum.
Denize baksam, gökyüzüyle birleşmiş sanırım. Kendime baksam, koskoca bir alemin içinde koca bir alem.
Bir o yana bir bu yana savrulurum.

---- Önce açlık ve sefalet içinde bırakın sonra bir ekmek ve biraz aş verin. Köleniz olmak için birbirleriyle dövüştüklerini göreceksiniz.

------Açlık ve sefalet görmüş topluluklar, zengin olmayı değil, zenginin yanında köle olmayı tercih ederler.

--------Ne kadar öğrenirsen öğren, hangi bilginin kapısını çalarsan çal. Kendine yöneltemediğin bilgi boşlukta kalır.

--------İnsanların birbirine bağlılığı menfaatleri ölçüsü dahilindedir. Mevki, para, itibar bunlara tutsak olmayanını görmedim.

-------Güçlülerin, zayıfları eziyor olmasının suçlusu sadece güçlüler değildir. Onları güç olarak kabul eden zayıflardır.

--------Sadece kendi çocuklarını seven insanlar acı kendi çocuğuna gelene kadar acının ne demek olduğunu anlamayacaktır.

------Her günü doğuma, ölüme sahne olan şu dünyada, hiçbir umut insan üzerine kurulamaz.

-------Birilerinin birileri üzerine dayattığı fikirlere bilgi deniliyor.

--------Görünmesi ve bilinilmesi istenilmeyenleri başka var olanlarla üzeri örtülür. Varlık, başka bir var olan ile gizlenilebilinir.

------- Bir küçük su birikintisinde boğulacak insanlar biliyorum. Onlara denizlerden bahsetmeyiniz lütfen!

----- Fikrini söylemeyip ölü taklidi yapanlar zaten ölüdürler.

------ Ne zamanki insanlar birbirini anlar, kardeşlik o zaman başlar.

------ Ahmaklarında dini ya da ideolojisi vardır. Dini ya da ideolojisi olması onları ahmaklıktan kurtarmaz.

-------- Sonunda kendini bulamadığın her okumak eylemi gözüne ve kalbine yüktür.

-------Algının gezdiği sokaklar hep pis kokar.

-------Özgürlük ne hoş ve ne boş bir kelime. Kim ne taraftan çekerse, o tarafa uzar da gider.

------- Sonsuzluğun olabileceğini dahi matematikle ( insanın anlayacağı şekilde öğreten ) Allah'a hamd olsun.

------- Karışıklıkların içinde dahi birbirine bağlı, anlamlı güzellikler vardır.

-------İran gibi insanları hayatınızdan çıkarmadıkça, hainliklerini canınızla ödersiniz.

-------Hangi şehir barındırmaz ki siretinde, bir kadının suretini.

--------Zülme uğrayan bir mazlum, gücü eline aldığında yıkıcı, kırıcı bir zalim olur. Ve zulmü kendine zulüm yapanlara değil, rahatlıkla zulüm edebileceği güçsüzlere yapar.

--------- Ne acıdır ki esaretini özgürlük sananlar, özgürlüğün ne demek olduğunu asla bilemeyecektir.

---------Esaret içindeyse fikirler, kusur bularak özgürleştiğini sanar.

--------- Her duygunun şiddetli hali ürkütücüdür. Çünkü ne tarafa gideceği hiç bilinmez.

--------- Birileri değerli kıldı diye çöpü baş köşeye oturtursanız, pis kokusundan yanında duramazsınız.

---------Bir gün gelir bir ağaç küserse insanlara, dalı budağı gider insanın çorak kalır.

---Herkes kendi tımarhanesinin delisidir.

--- İnsanlar, acılar mı yoğurur?
Yoksa
Acılar mı, insanları yoğurur?

--- Sevincini sadece dostların paylaşmasını bilir.

--- Alışkanlık haline dönüşen ideolojiler, algıyla beslenir.

--- Karanlık insanın kalbinde, beyninde. Tüm kainat aydınlık içinde olsa ne fark eder?

------Eğitim, içini her kesimden insanın kendince doldurduğu boş bir kelimedir.

-----Kökleri kendi içinde olmayanın yeşermesi, dal budak olması mümkün değildir.

------- İnsan bilmediğinin cahilidir.

--------Ölü yığınlarının gölgesinin düşmediği hiçbir devrim yoktur.

--------Bazense, yaşadığını sanan ölü yığınlarıyla ülken için biçilmiş baharı karşılarsın. Şairsen şayet, aşktan bahset. Bahar çok güzel komşu kızıydı de mesala.

---------- İnsan beklentisi kadar yanılır, yanılgıya düşer.

----------Aptallıklarının toplamından çıkardığın sonuçtur akıllılık. Aptallığın kapısını çalmadan, akıllı olunulmaz.

------- Hiçbir şey yapamıyorsanız dahi acınız karşısında güçlü durmayı bilin. Çünkü insanlar hep güçlü olandan yanadır.

-------Eşyanın hizmetkarlığını yapmakta birbirimizle yarışır durumdayız.

-------- Dayatılan her fikir, ölü fikirdir. Bir fikri dırı tutmanın yolu heyacan ve meraktır.

--------- Bir gün gelir de bir şeyler söylediğinizde, yankısının çıkardığı seslere takılmayın. Söylenilen sözün, her yürekte yankısı farklıdır.

--------- Bazen cesaretsizlikte bir cesarettir.

---------Eğitildiğin şekle tabidir özgürlük.
Kafeste yaşamanın özgürlük olduğuna inandırilan her kuş, kanatlarının uçmasi için yaratılmış olacağına inanmadigi için, kendine daha görkemli bir kafes bulmanın derdine düşer.

-------Bilgi sonsuzdur.
Bir küçük balığın bildiği kadardır belki de insanlığın dünyayı, uzayı bilişi. Oldu da denizden dışarıya kafasını uzattiginda gördüğü en uzak yer sadece gökyüzüdür. Ve o gökyüzünün ötesinde bir yerin olabileceğine dair bir fikir dahi yürütemez.

sınırsız boşluk olarak tabir edilen uzay, ya tepsi gibiyse . ve bu uzay sadece görebildiğimiz kısımsa bunun daha üstünde başka bir uzay olmadığı ne malum.
Bilgiyi sınırlandıramazsınız. Bilgi sonsuzdur. Sadece bilebildiğiniz kadar bilgiyle yetinir ve bu bilgiyi aşılamaz bilgi olarak kabul ederseniz yanılırsınız.

------Hiçbir şeyi olmayan, neyini kaybeder?

İnsanoğlu çıplak doğar. Çıplak bakar çevresine. Kıyafetlerini giydirenler, fikirlerini de giydirir. Her giyilen kıyafetin anlamlarının olduğunu büyüdükçe öğrenir. Kıyafeti ne tarafa çekilirse o tarafa meyil eder. Bazen her çekilişinde sökülür, yırtılır. Yamalar kondutturur kıyafetine her biri farklı yamalar. Sonra bakar ki kıyafetini çekiştirenler yoktur etrafında. Ama kıyafetine kondurttuğu yamaları hiç bitmez. Sökülmesini, yırtılmasını beklemeden kondutturur özenle her biri farklı yamalarını. Ve sonra dönüp bakar aynasına her ne kadar yamaları farklı olsa da ipi hep aynı iptir. Sonra bir bebek gibi bu ne demeye başlar yeniden. Bu sefer koyduğu yamaları teker teker çıkarır. Bu ne? Bu ne? Diyerek. Bakar ki bilebildiği denizin içindeki bir damla bile değil. Ve koyduğu yamalar bir damlayı bilemeyecek kadar küçük. Ve sonra soyar bedenini ve gözlerini. Anlar ki çıplaklığından başka sahip olabildiği yoktur insanoğlunun...