Söz yarası
Gözlerinden daha zengin bir aydınlık görmedim Yakub’un
Ne de; öne eğik bakışları Yusuf’un
Daha beliğ ve ifadeli değildi hiçbir söz Musa’nınkinden
Bir bakış bile yeterken anlatmaya, anlamadılar
“İsrail oğullarının kaybolan koyunlarına gönderildim.”
Dedi İsa. Babam Yakub ve hüzün
Muhtacım ruha, Ruhullah’a
Zindanda Yusuf, çarmıhta İsa
Ne çok zindanda Yusuf
Ne de çok çarmıhta İsa
Dolaşır yüreğimin asi denizinde bir Musa
Sanki kurtlar arasında bir ceylan
Sürüden ayrı çobandan uzak
Bilmiyorum nasıl hayatta kalmışım
Bilmiyordum tenimin kızıllığını
Tek ben kalmışım ırkımdan
Beni hep yanlış öldürüyorlar
Bıçak kullanmalılar
Baba Onlar Yusufu kuyuya attılar
İsayı çarmıha gerdiler
Seni Ateşe attılar
Ben kimim ki ey kavmim
Sokratesi idam ettiler
Aristo’yu Atinadan kovdular
Dyojen’in fenerini söndürdüm
Ve kimse yok diye bağırdım
Kendilerinden olmayanlar gölge ediyor
Onlar başka ihsanda istiyor
İnsanların en sevecenini
Oy birliğiyle insanlardan çıkardılar
Yavaşça çocukluk alınıyor
Şiddet sessizliğe sebep oluyor
Merhamet nasıl da kaybediyor
Dehşetin karşısında
Kalb yine kontrolü eline alıyor
Bir yerde hata yapmış olmalıyım
Gün ışığında dehşete kapılıyorum
Gece karanlığında güzellikler buluyorum
Deliler köyünden bir menzil aşkın
Sanıyorum aklımı kaybediyorum
Uyuşturucu kullanıyorum
Şarkı dinliyorum
Müntehirlere saygı duyuyorum artık
Korkma Allahtan korkarım
Kayıt Tarihi : 17.1.2021 21:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!