Sana ne anlatmamı istersin
Meşe ormanları kokunu mu?
Yoksa serçe soluğu narinliğini mi?
Seni sözcüklere dökebilsem
Çiy denizinde doğan şafakta
Bembeyaz uyanışsın derdim
Ama öyle şekilsiz, renksiz ve dilsizim ki
Ne yıldızları tutuşturabiliyor ateşim
Ne gölgenin kabuğuna sızabiliyor hayallerim
Uyanırken unutulan rüyalardan farkı yok
Bir günlük ömre sahip kelebeklerin
Sana anlatamadığım çok şey var aslında
Herkes birisi için kayıptır mesela
Bense hiç kaybolamadım
Hep üstüme yığıldı renkler
Ve en çok siyah ezdi beni
Soyut ölüler korosu
Trajedi makamından şarkılar söylüyor
Yorgun bestekârlardan bilinmedik melodiler
Ben hiç şarkı da söylemedim ömrümce
Ama hayallerim çok çalındı
İkinci sınıf gazinolarda
Her mevsim kendi ağacını büyütürmüş
Günahlarım, utançlarım, yalanlarım
Kim bilir hangi kökleri sulamakta
Aynaların derinliğinde kaybolmayan bilemez
Sümüklüböceklerin ağlamaya nasıl da meraklı olduğunu
Yeniden yazabilseydim varlığımın güftesini
Bulutlara mavi tutkular yükler
Dizelerime yağdırırdım
Sonsuzluğu sığdırırdım ağaç kovuğuna
Nokta yerine virgüller koyardım ceplerime
Ve en yüksek tepeye çıkar
Tüm gücümle haykırırdım
Kimse mükemmeli beklemesin
O öldü artık
(2017)
Murat ÖzsanKayıt Tarihi : 22.2.2018 10:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Murat Özsan](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/22/soyut-oluler-korosu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!