Söylenmemesi Gerekenin Şiiri

Nurullah Genç
168

ŞİİR


1080

TAKİPÇİ

Söylenmemesi Gerekenin Şiiri

reddini doldurursa avucuma kan gibi
kırmızı bir çığlıkla yırtılır dudaklarım:
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
kırılsa da baharı bekleyen pencereler
akrebin gözlerinden geçse de dehlizlerim
eski bir mezarlığa gömülmeden izlerim
‘söylememeliydim biliyorum! ...’
simsiyah bulutların arasından ansızın
çatlayan yüreğime koydu susuzluğunu
ver Allah’ım bana ver O’nun sonsuzluğunu
hüzünlü bakışları şafağımda tebessüm
gündüzümde ışığı, gecemde hilali var
evimin tenhasında büyüyen melali var
kum fırtınasında mı, selde mi yürüyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
gemilerde aradım yüzünün görkemini
martılarla yoruldum, tayfalarla vuruldum
kalbimi morga koydum bir liman köşesindenefesini aradım dalgaların sesinde
tutundum hayatımın çürüyen yıllarına
bakıp bakıp ağladım boş kalan yollarına
beni anlamaz diye kabuslar görüyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ciğerimde bir köz gibi taşıdım yokluğunu
ver Allah’ım, bana ver suya küskün kuğunu
mor lekeler bıraktı solgun yanaklarıma
kartal kanı bulaştı rüyalarıma bile
fırtınalar diner mi ulaşmadan sahile
hayalin bozkırında kurtkapanıydı ömrüm
nasıl da bir başıma kopardım dikenleri
nasıl da acımasız köprülerde yürüdüm
uzaktan gülümseyip deniz fenerlerine
sonunda mahkum gibi kapandım ellerine
kirpiklerimden sızan hicranı siliyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ısrarlı denizlerin dibinde volkandır aşk
kesif bir muammayı öğretir balıklara
balıklar derde düşen aşığı avuturlar
aşık ölünce kuşlar uçmayı unuturlar
güneşle buluşmayı göze alan, derinde
yağmur yüklü bir ömür paylaşır göklerinde
eleğimsağma renkler düşürünce şehrayin
başlamalı yeniden içimizde bir ayin
belki de döndü talih, çözüldü bilmeceler
tükenecek siyaha baş koyduğum geceler
umarım, kaybettiğim devranı buluyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ah, Allah’ım gösterme bana soğukluğunu
nicedir bekliyorum dağlar ardında O’nu
nefesimde rüzgarın gölgesidir dağılan
kanımda gözlerinin hasretidir boğulan
bir zamanlar benzerdik muhabbet kuşlarına
dalardım o gizemli, mahmur bakışlarına
gittiği gün sokaklar içinde kaldım, sefil
öldü kafeste bülbül; soldu nergis karanfil
bedevi kahramanlar yurdundan geliyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
melekler en çaresiz anımda buldu beni
gaflet şarabı içtim, aşikar kıldı beni
baykuşlar dahi mutlu bu habersiz dönüşten
hangi yokuş daha yar olabilir inişten doruktaki saraydan koyar mı beni mahrum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
bu son yürüyüşümdür yarına kalmaz umut
Allah’ım, bir gül gibi O’nu baharımda tut
esrarlı bir evimiz olsaydı fildişinden
beyaz bir gölge gibi yürüseydim peşinden
desturun var mı diye dururken eşiğinde
bizim olan bir kalbi bulsaydım beşiğinde
bu nehir yine sarhoş akar mıydı ülkemden
bir deprem ortasında sarsılır mıydı beden
korkarım ki, dergahtan yine kovuluyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
biliyorum, yalnızlık ekecekler bahçeme
biliyorum,yağmurda yürüyecek kötürüm
biliyorum, mülteci türküler duyacağım
biliyorum, gülerse, O’nunla ben de hürüm
acı hatırasından bile kam alıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
unutulan kalplerin tahtında rüyadır aşk
gözlerime bakarsa, görür ki, deryadır aşk
ah, ölüm habercisi beyaz parıltılarım
ah, Azrail çağıran çizgileri yüzümün
ah, paslanan kılıcın dudağında sönen mum
ah, yolcuyu hüsranla buluşturan uçurum
kim bilir kelebeğin kanadından bakanı
kim bilir baldıranda misk ü amber kokanı
sanki aynı hüzzamla yüz yüze kalıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
haddim değil güneşi götürmek kainata
gökle buluşmamızı çok görür haramiler
anlamazlar ki, bin kez gelsem bile hayata
bu can gökte yaşayıp, gökte ölmeyi diler
ah, gönül toprağıma yaprak döken serviler
efkarıyla bir garip derbeder oluyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ben Raymalı Ağa’yım, sözümle kırılır yay
o, bir anda ruhumu altüst eden Begimay
lacivert bir macera değildir aradığım
şahmaranın kolları sarınca çiçekleri
kiralık duygulardan kefen biçer cüceler
baharda yağmur olur yüreğim, güzün sarı
yakamozlar içinde, kışın kar tanesidir
derinden baktığında eritir aynaları
sanmayın perdelerin ardından gülüyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
bana misket oynamak yakışır hüzünlerle
bana binlerce yılın ıstırabıdır gelen
bana dönmez yüzünü efsaneler güzeli
hayal kırıklığıdır avucuma dökülen
sabahın sitemiyle büyürken kaygılarım
akşamın dayanılmaz yükünü çekiyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
reddiyle, çaresizlik yıkılırsa başıma
nasıl mihman olurum o gün mezar taşıma
sırlıdır her kapının arkasında inkisar
boynu bükük kükremez, mahkum olsa da arslan
her iklimde farklıdır yılanın tutkuları
uçan bir ecza gibi olmamalı intizar
kızıla boyanırsa yaprakları kaktüsün
yanılgıya dönüşür parlaklığı her süsün
duy sesimi ey yitik hazinem, ağlıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
ah, bir tutunabilsem burçlarına güneşin
sessiz yürüyebilsem zifiri gecelerde
ah, küçük bir vatanım olsa kalbinde senin
kundağında vuslatı yudumlasak evrenin
bitmeyen bir şarkıya kenetlense gönlümüz
birbirine karışsa ölümümüz, ömrümüz
ipek avuçlarında uyanmak diliyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
kırabilsek sevdayı çalan oyuncakları
sırtımda hamal gibi taşırım çocukları
neden mahrum edelim karanlığı ışıktan
neden solsun bir çölün kumlarında şakayık
al bu zalim kuşkuyu efsanevi aşıktan
sana tahtım da layık, bil ki, bahtım da layık
titrek bir suskunluğun nidasıydı tarihim
senin olsun otağım, varım yoğum, talihim
giderken götürdüğün kalbimi arıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
susmalı ayrılığın uğursuz puhuları yıkılmalı hayatı küçümseyen köprüler
dönmeli, sahralara sürdüğümüz tebessüm
ah, idam fermanıyla yargılanan tanyeri
ah, bir gülün içimde kımıldayan elleri
yarama merhem diye hüznünü sarıyorum
‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
kader umudumuzu taşımadan ırağa
yürümeliyiz artık bizim olan durağa

Nurullah Genç
Kayıt Tarihi : 8.1.2006 04:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    hocam çok güzel şiirler, size bu satırları yazdıran neydi?

    Cevap Yaz
  • Mahur Beste
    Mahur Beste

    tek kelime: muhteşem

    Cevap Yaz
  • Hasrete Sevgi
    Hasrete Sevgi

    'söylememeliydim biliyorum! ...’
    Çok güzel söylemişsiniz..tamamıyla çok güzel dizeler...okumak...anlatılmazdı....saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Ayşe Hazan Aydın
    Ayşe Hazan Aydın

    Söylenmemesi Gerekenin Şiiri

    reddini doldurursa avucuma kan gibi
    kırmızı bir çığlıkla yırtılır dudaklarım:
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    kırılsa da baharı bekleyen pencereler
    akrebin gözlerinden geçse de dehlizlerim
    eski bir mezarlığa gömülmeden izlerim
    ‘söylememeliydim biliyorum! ...’
    simsiyah bulutların arasından ansızın
    çatlayan yüreğime koydu susuzluğunu
    ver Allah’ım bana ver O’nun sonsuzluğunu
    hüzünlü bakışları şafağımda tebessüm
    gündüzümde ışığı, gecemde hilali var
    evimin tenhasında büyüyen melali var
    kum fırtınasında mı, selde mi yürüyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    gemilerde aradım yüzünün görkemini
    martılarla yoruldum, tayfalarla vuruldum
    kalbimi morga koydum bir liman köşesindenefesini aradım dalgaların sesinde
    tutundum hayatımın çürüyen yıllarına
    bakıp bakıp ağladım boş kalan yollarına
    beni anlamaz diye kabuslar görüyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    ciğerimde bir köz gibi taşıdım yokluğunu
    ver Allah’ım, bana ver suya küskün kuğunu
    mor lekeler bıraktı solgun yanaklarıma
    kartal kanı bulaştı rüyalarıma bile
    fırtınalar diner mi ulaşmadan sahile
    hayalin bozkırında kurtkapanıydı ömrüm
    nasıl da bir başıma kopardım dikenleri
    nasıl da acımasız köprülerde yürüdüm
    uzaktan gülümseyip deniz fenerlerine
    sonunda mahkum gibi kapandım ellerine
    kirpiklerimden sızan hicranı siliyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    ısrarlı denizlerin dibinde volkandır aşk
    kesif bir muammayı öğretir balıklara
    balıklar derde düşen aşığı avuturlar
    aşık ölünce kuşlar uçmayı unuturlar
    güneşle buluşmayı göze alan, derinde
    yağmur yüklü bir ömür paylaşır göklerinde
    eleğimsağma renkler düşürünce şehrayin
    başlamalı yeniden içimizde bir ayin
    belki de döndü talih, çözüldü bilmeceler
    tükenecek siyaha baş koyduğum geceler
    umarım, kaybettiğim devranı buluyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    ah, Allah’ım gösterme bana soğukluğunu
    nicedir bekliyorum dağlar ardında O’nu
    nefesimde rüzgarın gölgesidir dağılan
    kanımda gözlerinin hasretidir boğulan
    bir zamanlar benzerdik muhabbet kuşlarına
    dalardım o gizemli, mahmur bakışlarına
    gittiği gün sokaklar içinde kaldım, sefil
    öldü kafeste bülbül; soldu nergis karanfil
    bedevi kahramanlar yurdundan geliyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    melekler en çaresiz anımda buldu beni
    gaflet şarabı içtim, aşikar kıldı beni
    baykuşlar dahi mutlu bu habersiz dönüşten
    hangi yokuş daha yar olabilir inişten doruktaki saraydan koyar mı beni mahrum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    bu son yürüyüşümdür yarına kalmaz umut
    Allah’ım, bir gül gibi O’nu baharımda tut
    esrarlı bir evimiz olsaydı fildişinden
    beyaz bir gölge gibi yürüseydim peşinden
    desturun var mı diye dururken eşiğinde
    bizim olan bir kalbi bulsaydım beşiğinde
    bu nehir yine sarhoş akar mıydı ülkemden
    bir deprem ortasında sarsılır mıydı beden
    korkarım ki, dergahtan yine kovuluyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    biliyorum, yalnızlık ekecekler bahçeme
    biliyorum,yağmurda yürüyecek kötürüm
    biliyorum, mülteci türküler duyacağım
    biliyorum, gülerse, O’nunla ben de hürüm
    acı hatırasından bile kam alıyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    unutulan kalplerin tahtında rüyadır aşk
    gözlerime bakarsa, görür ki, deryadır aşk
    ah, ölüm habercisi beyaz parıltılarım
    ah, Azrail çağıran çizgileri yüzümün
    ah, paslanan kılıcın dudağında sönen mum
    ah, yolcuyu hüsranla buluşturan uçurum
    kim bilir kelebeğin kanadından bakanı
    kim bilir baldıranda misk ü amber kokanı
    sanki aynı hüzzamla yüz yüze kalıyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    haddim değil güneşi götürmek kainata
    gökle buluşmamızı çok görür haramiler
    anlamazlar ki, bin kez gelsem bile hayata
    bu can gökte yaşayıp, gökte ölmeyi diler
    ah, gönül toprağıma yaprak döken serviler
    efkarıyla bir garip derbeder oluyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    ben Raymalı Ağa’yım, sözümle kırılır yay
    o, bir anda ruhumu altüst eden Begimay
    lacivert bir macera değildir aradığım
    şahmaranın kolları sarınca çiçekleri
    kiralık duygulardan kefen biçer cüceler
    baharda yağmur olur yüreğim, güzün sarı
    yakamozlar içinde, kışın kar tanesidir
    derinden baktığında eritir aynaları
    sanmayın perdelerin ardından gülüyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    bana misket oynamak yakışır hüzünlerle
    bana binlerce yılın ıstırabıdır gelen
    bana dönmez yüzünü efsaneler güzeli
    hayal kırıklığıdır avucuma dökülen
    sabahın sitemiyle büyürken kaygılarım
    akşamın dayanılmaz yükünü çekiyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    reddiyle, çaresizlik yıkılırsa başıma
    nasıl mihman olurum o gün mezar taşıma
    sırlıdır her kapının arkasında inkisar
    boynu bükük kükremez, mahkum olsa da arslan
    her iklimde farklıdır yılanın tutkuları
    uçan bir ecza gibi olmamalı intizar
    kızıla boyanırsa yaprakları kaktüsün
    yanılgıya dönüşür parlaklığı her süsün
    duy sesimi ey yitik hazinem, ağlıyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    ah, bir tutunabilsem burçlarına güneşin
    sessiz yürüyebilsem zifiri gecelerde
    ah, küçük bir vatanım olsa kalbinde senin
    kundağında vuslatı yudumlasak evrenin
    bitmeyen bir şarkıya kenetlense gönlümüz
    birbirine karışsa ölümümüz, ömrümüz
    ipek avuçlarında uyanmak diliyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    kırabilsek sevdayı çalan oyuncakları
    sırtımda hamal gibi taşırım çocukları
    neden mahrum edelim karanlığı ışıktan
    neden solsun bir çölün kumlarında şakayık
    al bu zalim kuşkuyu efsanevi aşıktan
    sana tahtım da layık, bil ki, bahtım da layık
    titrek bir suskunluğun nidasıydı tarihim
    senin olsun otağım, varım yoğum, talihim
    giderken götürdüğün kalbimi arıyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    susmalı ayrılığın uğursuz puhuları yıkılmalı hayatı küçümseyen köprüler
    dönmeli, sahralara sürdüğümüz tebessüm
    ah, idam fermanıyla yargılanan tanyeri
    ah, bir gülün içimde kımıldayan elleri
    yarama merhem diye hüznünü sarıyorum
    ‘ söylememeliydim biliyorum! ...’
    kader umudumuzu taşımadan ırağa
    yürümeliyiz artık bizim olan durağa

    Cevap Yaz
  • Hülya Korkut
    Hülya Korkut

    gözyaşlarımı silebilir misiniz?!

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Nurullah Genç