Özlemişsindir diye sana bu solgun dizeleri
Bilinç burkulmalarını emziren korlu topraklardan
Gönderiyorum.
Maya tutmaz gümüşi bir usançla
Parlayan dorukları ezgin ama kaskatı karlarla örtülü
Bahar öpücüklerini çoktan unutmuş güneşi yok eden
Kasırgalar ortasından gönderiyorum.
Gündüzleri sen alımlısın diye ağır
Geceleri sen ezginsin diye mahçup
Bir dellenen zamanın dar geçitlerinden
Yarasalardan aşırıp da gönderiyorum.
Güzü talan gölgeleri yalan öteki enginlerin
Uzun uykulara gömülü intikamlarından belki de
Vurgunlar örneği k/özüne sızmış taşlar dizli yarenlik kaldırımlarında
Uçuşan yaprakları hep ince sızılı
Kumral yeleleri elmas bıçaklarla doğranmış onarılmazlıklardan
Ay ışıklarının ürktüğü suikast mangalarının çavlanlarından gönderiyorum.
Ay birazcık da olsun aydınlatmıyor yüzümü
Çünkü burada her masal biraz gerçek.
Her gerçek başka bir masala dönüşmüş durumda
Kısacası yüreğimde her gün başka bir savaş
Ve her savaşta başka bir yenilgi…
Yorgunum
Dilim yüreğim pus
Yeter artık çalma tar
Sus
Kayıt Tarihi : 28.12.2011 20:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/12/28/sound.jpg)
Yalnızca, hırçın atların alaca toynaklarıyla çiğnenmemiş o bakir toprakların koynunda filizlenir katıksız şiir tohumları…
Biz şiiri karnımız doysun diye değil ruhumuzu doyursun diye yazdık. Ki “tüm meslekler yıpratır ama şairlik müstesna” der eskiler. Çünkü şair midesi için değil, kendisinin ve tüm yaralı ruhların sağaltılması, yüceltilmesi ve aydınlatılması için durmaksızın çalışır…
Şiir kalesinin soylu duvarları öyle ince ve öyle özenle döşenmeli ki , tuğlalardan birinin çekilip alınmasıyla duvarın yıkılması nasıl kaçınılmaz ise, mısralardan birinin, şiirin ortasından çekilip alınması ile de şiir öylece bozulmalı.Yetkin ve olgun bir şiirin altın kuralıdır bu.
Şair kendini savunmaz, şiiri savunur. Kelamın büyüsünü ustaca bir kurguyla kullanmak ve oluşturulan kelimeler kuyusundan gelecek kuşaklara içilebilecek arı-duru buzul sulardan avuç içi kadarda olsa sunabilmek gayesiyle çırpınmaktır.Harflerin sarraflığıdır belki, bulutlardan süt sağmaktır birazda..
necdet ağabey, şiiriyle süt sağıyor sanki o bereketli bulutlardan...
Başarılarınızın daim olması dileklerimle.. ve çok çok teşekkürlerimle..
Şiirleriniz yorumların üstünde olduğu için değerlendirmede hata etmekten korkuyorum bilesiniz...
Şiirlerinizin tadına vararak okumak oldukça keyifli.
ÖZGÜN,
ANLAMLI,
ETKİLİ,
İÇ MELODİSİ GÜLÜ,
...VE SIMSICAK.
TÜM SAMİMİYETİMLE KUTLAR, ESENLİKLER VE BİTİMSİZ ESİNLER DİLERİM.
NAFİ ÇELİK
Uzayda ses yayılmaz derler içinde madde olmadığı için… Bazı sesler vardır ki tüm boşlukları aşar ve sonsuza dek uzar gider. Evreni var eden de ses’ten başka bir şey değildir. O sesi sağır ve dilsizler de duyar. Ses bittiğinde evren de bitmiş demektir. Yani “O” ses’tir.
Şiiri, şairin duygularını yaşamadan doğru algılamak zordur elbette ama her okuyucu kendi duygularını da kattığında daha çok sever okuduğunu… Gerçek olan şudur:
Tadı doyumsuz mükemmel bir şiir.
Sevgili Hocam Sayın Necdet Arslan daha nice şiirlerinizle buluşmak dileğiyle selam ve saygılarımı sunuyorum.
Osman Aktaş
TÜM YORUMLAR (50)