Tatlı bir dokunuşla gül suya boyun eğdi.
Üstelik mevsim hazan, aylardan ise ekim,
Bağrında taş olana dua gibidir yağmur
Lakin susuz yüzüyle gülü kırıştıran kim?
Bulutları yağmura gebe bırakan neydi
Laleyi okşarken sen ne idi güle kinin?
İlkbahar küstü bize, sevince nazar değdi
Kalbimizi yoran kim, sıkıp buruşturan kim?
Çelik bir yay gibiydi sabrı esaretinin
Ellerini, ateşsiz, Güneşsiz yakan neydi?
Kim çaldı yüzümüzden umudun ışığını
Kim ekti kusursuzca ruhumuza hummayı
Susuzluk dudaklardan önce kalbi kurutur
Alnımıza sürülen hüzün kırışığını
Gören dilden öğrendik dünden medet ummayı
Kurbanlık bir koyuna bıçak şifa mı dersin
Güneşin ortasına leke bırakan neydi?
Annesiz bir yavruyu babası tez unutur
Vicdandaki nasırı sular nasıl gidersin?
Acımasızca her gün kalpleri sıkan neydi?
Susuzluğu ekmekle gideremezsin usta
İki günlük kuzuyu koçla yarıştıran kim
Şimdi beni çıkarsız dizinde kim uyutur
Gölgedeki karayı kirden ayrıştıran kim
Kartal gözlerin olsa sen göremezsin usta!
Gölgesi yok insanlar vardı ışığa düşman
Nice aç gözde gördüm kendi köpek yanımı
Ateşsiz silahların en büyüğüdür gurur
Yüreğin karasına ağlasa ne ki vicdan
Ben büyüttüm kendimle en büyük düşmanımı
Tatlı bir dokunuşla gül suya boyun eğdi
Üstelik mevsim hazan, aylardan ise ekim
Saçımdaki aşkların müsebbibidir yağmur
Bulutları yağmura gebe bırakan neydi
Kalbimizi yoran kim, sıkıp buruşturan kim
Hangi kabuk içinde, hangi uhdede huzur
Esareti özgürlük ile karıştıran kim?
İsmail Uysal
Kayıt Tarihi : 28.11.2018 12:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!