Gençliğimin hicrânı, sevdamın tamahkârı!
Nûh’un kavminden kalan, pişmanlığın damarı;
Gök renginde saldığın azâba esir kaldım,
Zülüflerinden geçtim ahûzarında yandım.
Yürüdüğün düz yollar kıvranarak ağlaşır,
Servi boylardan sızan ölüm esrarı mısın?
Göz kırptığın yıldızlar intihara kalkışır,
Sen çok eskiden kalma neyzen azabı mısın?
Ey hasretin batağı, can dağının konağı!
Ziyânda zafer açmış kanda intikam mısın?
İçimde eyvah sesi, kadehimin efkârı;
Beni mahva sürecek hançer-i talan mısın?
Yokluğunda bin asır, yandım kendimden geçtim,
Bahtımın günahkârı; yazgımda savcı mısın?
Bedenim özde yandı gamlı bir sılayı seçtim,
Ömrümde yargıç mısın, alnımda idam mısın?
Kayıt Tarihi : 6.8.2008 17:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)