Dost yüreği nasıldır, gönüldeki göze sor,
Ateş nice yakıyor, içindeki köze sor.
Kırılan dal yeniden sürgün veriyor ama
Gönül kıranları sen, gel biraz da bize sor...
Evvelce deli toyduk, delikanlılık vardı,
Kırdığımız cevizler, sıra dağlar kadardı,
Mevsimler, yıllar geçti, saçlarımız ağardı,
Yolların acısını, yorgun düşen dize sor…
Kaç hikâyeye sığar ömür denen macera,
Zaman su gibi aktı, savrulduk bir kenara,
Dilek tuttuk son defa bakarak yıldızlara,
Yalnızlık ne demekmiş, gökteki yıldıza sor…
Her birimiz yanarken aşk denilen ateşe,
Vurgunların her biri, geldi geçti peş peşe,
Ne hayatın tadı var, ne şarkılarda neşe,
Küsüp de kaldırdığım duvardaki saza sor…
Süzülüp peteğinden aktı gönül balımız,
Mutluluk ısmarladık, çıkmadı hiç falımız,
Sığ sularda battı dost, derya gibi salımız,
Geçmişin hesabını, nazar eden göze sor…
Kesmedik umudumuz yüce Hak’tan bir kere,
Vursa da felek bizi bunca yıl yerden yere,
Vuslat düşlerde kaldı, belki kısmet mahşere,
Herkese kolay olan bu dünyada bize zor…
Muradım ne ekersen onu biçemedin sen,
Denizleri aştın da dere geçemedin sen,
Bunca insan içinden dostu seçemedin sen,
Baharlar yordu seni, zor çıkarsın yaza zor…
Murat Nail Güney 12 Ekim 2009 İstanbul 02:10
Murat Nail GüneyKayıt Tarihi : 12.10.2009 02:16:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Geçmişimin hesabını veremediğim yüreğimin isyanlarından biri gene. Umarım bir gün huzura giden yolu bulanlardan oluruz...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!