Sor Şiiri - Emin Cebe

Emin Cebe
19 Şubat 1954 yılnda Dinar'da doğdu
39

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sor

Yıllar sonra İsmigül Hanım, dedim.
Bana köylü adım hatırlattın, dedi.
Bir tanem, canım, öz canım, dedim.
Sen de canıma can kattın, dedi.

Seni İsmigül diye çağırırlardı, dedim.
Oysa bana Gül diye bağırırlardı, dedi;
Akrebim, kaderle boğuşuyorum, dedi;
Bazen ağlıyor, bazen coşuyorum, dedi:

Burcun da kangal dikeni gülü, dedim.
Sayıp dökeyim içimde birikeni, dedi.
Gülüm, canım, muhtacım, baş tacım, dedim.
Sorma ne haldeyim, derinlerde acım, dedi.

Karamuk dikeni Gül’ün; aşkın ilacı, dedi.

Gül, dedim, gül! Maşukum Gül;
Gidenler gelmez, sevenler ölmez.
Gittiğin gibi gel, dedim. Al ödül.
Gül solmayı, boş dolmayı bilmez;

Hele ben ne haldeyim, bir de bana sor, dedim.
Sen beni sakın yaban ellere sorma, dedim.

Sen beni: Hacıbabaya*, öz cana sor.
Dudu kuşuna, dayına, amcana sor.
Anka kuşuna, babasına, bir cana sor.
Ona buna sorma, bir de bana sor.

Sen beni Baytarların bağına sor.
Çölovası, Çürüklü’nün dağına sor.
Uzağa gitme, göbek bağına sor.
Geçip giden gençlik çağına sor.

Sen beni iki yolun arasına sor.
Sen beni kaşlarının karasına sor.
Sen beni bağrımın yarasına sor.
Sen beni başımın sarasına sor.

Sen beni sensiz geçen yıllara sor.
Bensiz açan Gül’e, güllere sor.
Sen beni hasret çeken kollara sor.
Elini tutmayan emin ellere sor.

Kör olup görmeyen gözlere sor.
Senin iri ve bir çeşit gözlere sor.
Yalansız, dolansız sözlere sor.
Üstü küllenen ateşe, közlere sor.

Ak düşmüş kırçıl saçlara sor.
Ece Gül’ün taktığı taçlara sor.
İnişli, çıkışlı yamaçlara sor.
Aç, sevgiye aç, gönlü açlara sor.

Gözlerinden akan yaşlara sor.
Kaldırımdaki aşınan taşlara sor.
Sürmeli gözlere, kara kaşlara sor.
Bizi bizden ayıran arkadaşlara sor.

Sen beni esen yele, küsen Gül’e sor.
Sana nazı öğreten bülbüle sor.
Kuytularda açan sümbüle sor.
Başına taktığın süse, püsgüle sor.

Sen beni karamuk dikenine sor.
Kangal dikeni, boyun bükenine sor.
Akrebin kıskacında çile çekenine sor.
Ağlayıp, kanlı gözyaşı dökenine sor.

Sen beni gizemli ufuklara sor.
Büyüğe, küçüğe, ufaklara sor.
Geceye, gündüze, şafaklara sor.
Antalya’da beyaz pamuklara sor.

Sen beni Barbaros’a, Hızır Reis’e sor.
Atının sırtını sıvazlayan Seyis’e sor.
Sen beni kalbine, içindeki hise sor.
Gönülden sor, muradın ne ise sor.

Ellerini tuttuğum ellere sor.
Ilgıt ılgıt esen kara yellere sor.
Beni sana getiren tellere sor.
Başındaki poçuya, tüllere sor.

Sen beni bitmeyen yıllara, yollara sor.
Mecnun’u kavuran ateşe, çöllere sor.
Bir de seni sarmayan kollara sor.
Sana yanık Türkü yakan dillere sor.

Haber getirmeyen kuşlara sor.
Baharlara, yazlara, kışlara sor.
Yanılıp yazılıp bastığın tuşlara sor.
Dağa, bayıra, kıra, yokuşlara sor.

Sen beni başındaki örüklere sor.
Seni benden çalan çapalı Yörüklere sor.
Ateşimizi yakmayan körüklere sor.
Sen beni köyümüz Çürüklere sor.

Düne sor, bu güne sor, demine sor.
Vallahi, billahi, tallahi, yemine sor.
Göğe sor, yere sor, zemine sor.
Beni bir de, seni seven Emin’e sor.

* * *

Herkes sevdiğini almış, gezer kolunda;
Cümle âlemin keyfi yerinde, işi yolunda
Güller dolaşır hem sağımda, hem solumda
Benim sevdiğim Gül’üm kimin dalında?

8 Haziran 2011’de başladım, 3 Ekim 2011’de bitirdim.

Emin CEBE, Balgat/Ankara.

*Leylek: Küçük çocukları gagasında getirdiği hikayesine gönderme yapılıyor.

Emin Cebe
Kayıt Tarihi : 5.3.2012 12:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Emin Cebe