Sen giderken ardından, sadece baktım.
Hani hep kızardı ya içme şu zıkkımı diye,
Keder çöktü içime,
Hemen bir sigara yaktım.
Ölürcesine deri.... bir nefes çektim.
Bu gidişin dönüşü yok sonu ayrılık biliyorum...
Birden gökyüzü karardı.
Sonra hoyrat bir rüzgar esti, ardından.
Ayak izlerini sildi toprak yoldan.
Ben gözlerimi alamadım,
Gittiğin o uzaklardan.....
Kapılar kapandı, el ayak çekildi,
karanlık çökünce.
Sokaklar bom boş kaldı, sen gidince.
Teselli edecek bir dost aradım kendimce,
Bulamadım, kimse yoktu yalnızdım.
İçim ürperdi bir an sessizlikten mi?
Yoksa sensizlikten mi bilmiyorum......
Sen gittin, ben öksüz kaldım.
Gittim, her zaman oturduğun yere oturdum.
Yazdı, temmuzdu hava çok sıcaktı.
Peki, ben neden bu kadar üşüyorum......
Mum ışığıyla aydınlattım odamı.
Masada duruyordu gitmeden önce içtiğin,
Son kahvenin fincanı.
Bizim şarkımızı açtım hemen.
Senin kokunu sıktım.
Sen koktu fakirhanem.
Bu gidişin dönüşü yok sonu ayrılık biliyorum...
Hemen asma yüzünü öyle.
Sana söz verdim, yeminle, ağlamıyorum.
Ama içime akan göz yaşlarımı da,
Tutamıyorum.
Duvardaki takvimi kaldırdım.
Saati durdurdum.
Artık günleri saymıyorum.
Kapıyı kilitledim.
Pencereyi hiç açmıyorum.
Ne yapayım?
Bana seni soracaklar diye ödüm kopuyor.
Ayrılığın yasını tuttuğumu bilsinler istemiyorum.
Bu gidişin dönüşü yok sonu ayrılık,
Sonu yalnızlık sonu sensizlik biliyorum.....
....... Meryem Keskin.......
........06.01.2023.........
Kayıt Tarihi : 3.5.2023 23:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!