Damladan vur, yağmurdan sor beni.
Gözyaşı düşmüşse, acılar tuzaksa baharlara,
Bir yemin, bir yol tutmalı son nefeste.
Sen söyledin, sen kaçırdın mendilin filmini.
Bir yerde okunmamışlar, bir yerde yaşanmamışlar.
Onlar ikimize sormadılar.
Onlar, işte onlar diyorum.
Ruhumu kalbinden duyumsuyorum.
Gözlerinden yarınlarımı buluyorum.
Ne kadar unutsam da,
Seninle kendimi hatırlıyorum.
Yaşanır mı, yoksa ölümden sonrasına mı…
Anlamazlar, bilemezler neler geçtiğini…
Hani ikimizin arasında, hani gözlerin dolunayında.
Sabaha dek süren tuhaf bir kovalamaca.
Aşktır, öyle derindir ki…
Atamazsın, sen hayatın boyunca tekrar tekrar yanarsın.
Süregelen bir sevda, hani yeminleri geride bırakmış.
Yazıyor gazeteler, yazıyorlar benim gibi.
İfade ya da biçimsizlik üstüne.
Sokak ya da bir yerde kimsesizlik için.
Düşmüşsün, elinden tutan yok.
Yok ki,
Umudu taşıyacak herhangi bir yol.
Sen de çiziyorsun, sen de yanıyorsun.
Yalnızsın benim gibi, yalnızsın işteler içinde.
Keşke derken, ya da pişmanlığını gözlerine silerken.
Bekliyorsun, acıların mesafe kapatmasını.
Yine bekliyorsun,
Huzurun kendini bulmasını.
Olmuyor, zar atan sadece Tanrı değil.
Olmuyor, insanca pek insanca.
Bir gün, günü geldiğinde.
Hazır ol, ruhunu duyumsa gözlerinde.
Umutlu ol, yeniden sevişirsin emeğinde.
Belki de her şey bittiğin nefeste.
Belki olanlar ikimizin ölümsüzlüğünde.
Elbet yazılır,
Sonsuzluk denen bilmecede.
Kayıt Tarihi : 5.5.2016 01:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!