Hayat dediğin tahta.
Ben, tahtada tebeşir.
Çizdiğim tüm kümeler, sonsuz yerde kesişir.
Ah bu deva na pezir.
Bu bir kökü mazide, bir kökü istikbale bakan dert.
Bu derdin müptelası bu derde duçar her ferd.
Renk renk yaşayış çilesi.
Siyahın karanlığı, beyazın berraklığı.
Üstüne dert tanımam renklerle boğuşurken insan.
Sonsuzluğa giderken sonlanıyorken her renk.
Kimini üzüyorken kimini sevindiren.
Ne ordaki buna denk, ne buradaki ona denk.
Sonsuzluğun sonu yoktu, her yerden belirirdi.
Gören mecnun olurdu, aniden delirirdi.
Ne Leyla gördü mecnun böylesine müptela.
Ne de anladı gören tam manasıyla bu derdi.
Kimi yazdı bu derdi, kimi çizdi, söyledi...
Yenilebilse eğer, biri çıkardı, yerdi.
Semadan haber geldi sonra bir mesaj verdi.
Çilenin her rengini her tonunu öğreten.
Her tonda ayrı renkli türlü türlü akisler.
Hakikate tam nüfuz manaya olan uruc.
Çözülecek bu açmaz; başka dilde muamma, diğer dilde dilemma.
Sonra açıldı birden gül gibi katman katman.
Ruhta buldu yerini kalbe bir taht oturttu.
Anlamayan her ferd yeri geldi somurttu.
Ancak bilindi neden ruh bundan haber verir.
Neden her gün bambaşka başka renkler belirir.
Nereye gitmektedir bu esrarlı sonsuzluk.
Kimde ne renk çıkarır bu lahuti O'nsuzluk.
Kayıt Tarihi : 21.5.2021 09:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Amr Ertürk](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/05/21/sonsuzluk-120.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!