kirpiklerimin açılışında sabah kuşları
varlığına serenatlar akar yangınımdan
tambur taksim sonrası bir incelik bu kalkışma
vaz geçilmezliğine...
yine ayrılığa yakışan
lacivert bir haziran yaklaşıyor
dallarına portakal ağaçlarının
bu vakitler senin gitme vakitlerin
ve sanki piç bir hüznün
hayata esir edişini izliyor tüm ağaçlar
sana olanımı...
ağaçlar boğuşuyor toprakla
ayrılık temmuza aç ağustos caddelerine
ve ölmeye hazır hüzzam bir sıkıntı...
yalnızlığımla taksim geçiyorum kalabalıklara
mavi köpüklü ölümüm... bir sen yoksun bu şaşaalı kayboluşta
denizim olmaktan bıkıyorsun anlaşılan
anlaşılan dağlardaki ince homurtuyla sonsuzlaşıyor haziran...
haziran içimizde
soytarılığımız bir ölü bir aşka tutsak
bütünüyle bir hayat sonbaharın özgürlüğüne fit
gözlerimin bacasından tüten bu umut
senin sonsuzluğun
ve benim haziranlarımın sonsuzluğu...
yarınla dolu düne korkağım
samanyolu diye gülüşlerini düşlerken
dişlerini geçirdi gölgeler ansızın anıların güneşine
adımların gidişleri özledi kentler ötesi bir yalnızlığa
imlasız ve çalakalem üşümeyi de öğrendim sonunda
koynumda haziran artıklarıyla yüklü
püf noktamdı seni sensizliğime benzetmek
içimdeki hazirana göçüyorum şimdi...
Kayıt Tarihi : 18.3.2011 01:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/18/sonsuz-haziran.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!