Yaklaşma kırılır, yönlerini bulur parçacıklar sürgünler düşer yüzümüze kristalden
Alaturka yaşamlardan yenisi ki kızgın,içimizden kopan her yaprak takvimden değildir
Sesimiz tanınmayan künyelerdir bozkırın üstünde dolaşıp duran
Ve beyazın eline yüzüne griyi bulaştıran
Etna'nın ucundaki büyük kor gibi duyumsarız kendimizi
Nereye kilitleniriz ve neden matlaşırız nasıl susarız kim bilir
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Ne çok soru geliyor art arda,örneğin
Tedirgin eder miyiz yüzümüzdeki kristal sürgünleri
Yan yana gelmekten kaçınan harflerden kaçı kalmıştır aynalarda
Goncalar gibi gülüşerek doluşur muyuz yarınların içine
Salar mıyız aşk kokularımızı sonsuzluklara…
Vatan ve sevda; şiire en çok yakışan iki değerli hazinedir ki ki üstadım, ne de güzel bütünleştirip yansıtmışsınız...Farklıydı, kutlarım...Saygılar...
'Giderek koyar' diyor bir bakıma şiir... Nedir koyan insana, hele şaire?
Sanırım hemen akla 'geçmişte iyiydik, hoştuk, şimdi ne oldu da selamı, sabahı kestik? Hayırdır, neyi bölüşemedik?'
Ne bileyim, zamanın eli sanırım fazla cimri... Verdiğini alırken düşünmüyor geçmişi... Biz kaybettikçe birileri kazanıyorsa, sıra onlara da gelecek demektir...
Nasıl kısır bir döngüdür bu? Oysa aşk gibi, sevda gibi tutkuların özüne ters... İçine artık dostluğu da kat, memleket düşkünlüğünü de...
Sayfaya uğramayalı epeyce olmuş... Yeni Şiir var mıdır diye iyi ki gelmişim... Yarın ne olur acaba diyerek ayrılıyorum..
Ve değerli dostumu kutlayarak...
Şiirin ismi ilk anda bir Sezen Aksu şarkısını Çağrıştırdı:
Hani var ya tutamazsın kendini.
Bir ümitle ya olursa dersin hep.
Bile bile her şeyin bittiğini.
Sonradan kor sonradan kor.
Ayrılıklar an be an.
Akıp gider akıp gider.
diye başlatıp devam eden...
Ve sonra baktım şiir çifte sevgiliye yazılmış. Bir yandan sevgiliye seslenirken diğer yandan için için ülkenin günümüz koşullarındaki haline endişeleri seziliyor derinden. Vatan da sevgili değil mi?... Hem de öyle bir sevda ki...
Ayaklanamaz damarlarımızdaki ölüm dirim günlerinin parıltısı
Kendi güçsüzlüğümüzü pazara böyle süreriz biz
Her kayboluş bir ülkenin okyanusa gömülmesidir
Habersizce çoğalır yitik aşk tortuları iyi biliriz
Diyor ya şair. Endişeleri boş değil...
Ve Etna' nın ucundaki kor gibi hissederken kendilerini neden matlaşılır birden, neye kilitlenilir bilinmez. Aslında öyle çok neden bulunur ki arandığında...
Finaldeki sorulara gelince:
Umarım şiirin kahramanları
Goncalar gibi gülüşerek doluşur yarınların içine
ve
Salar aşk kokularımızı sonsuzluklara…
Yetkin kaleminizi ve değerli yürek sesinizi kutluyorum Öğretmenim. Işıklı, huzurlu, mutlu yarınlara diyorum. Nicelerine, sevgimle...
Çivit mavisi de dünlerimizde kalan değerli bir rengimizdir. Tıpkı, bugünlerde, kendimizden kaçıp kurtulmak istediğimiz gibi. Yüreğine sağlık.
Ne çok soru geliyor art arda,örneğin
Tedirgin eder miyiz yüzümüzdeki kristal sürgünleri
Yan yana gelmekten kaçınan harflerden kaçı kalmıştır aynalarda
Goncalar gibi gülüşerek doluşur muyuz yarınların içine
Salar mıyız aşk kokularımızı sonsuzluklara…
mükemmel bir şiir okudum,final tam anlamı ile olağan üstü.
kutluyorum değerli şairi.
Sonrayı bir ihtimal yakalarız da sonranın sonrasında öyle yüksek ve uzak bulutlar arkasında saklıdır ki mavi. Belki de griye dönüşecektir başımızın üstüne geldiği zaman. Bilemeyiz... Cevapsız soruların yeni sorular doğuracağı ise kesindir. İşte ancak bunu bilebiliriz bugünden.
Farklı bir anlatım, usta kalemin kalemine yakışır bir çalışma...
Kutluyorum sayın Necdet Arslan....
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta