Sonra umutlarımız kaydı her gece

İlyas Kaplan
1276

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Sonra umutlarımız kaydı her gece

sessizliğimizin benliğine yağmurlar düştü
kalbimizin odacıklarına ateşli telaşlar
maviler aktı kimsesizliğimizin maverasına
kıyılarımızın rıhtımına sıcacık dalgalar dokundu
titreyişi bundandı bütün zamanlarımızın
çırpınan bir kalp oluverdik
tel tel döküldük şehrin hengamesine

gitmek üzere adımladık dar sokakları
sesimiz titredi
kış rüzgarlarını ağırladı saçlarımız
serin dokunuşlar tanıdık
bulutlandı gözümüz
yeni sürgünlüklerin kapısı aralandı
sessizce sürüldü öksüzlüğümüz
sonra geri çağrıldık isim isim

prangalarımız çözüldü
boyasız duvarlarda yitirdik özlemlerimizi
güneşe nispet zulmete döndü bahtımız
cennet peşinde koşarken
yusuf kuyusuna düştük yıllar yılı
kendi yatağını öpen nehirlerce
ruhlarımızdan kuşluklar geçti

bitmedi vuslata olan hasretimiz
tüllenen hayallere huzmeler bıraktık
mahkum edildik kalbi yalnızlıklarımıza
yalın unutuşların poyrazında bir başına haşre dek
belleklerin tereddüt dolu zembereklerinde kıvranıp durduk
günler geçti

son kez kan rengi vurdu gecemizin nabzını
cemre ateşinden tenimize köz sıçradı
kıvılcım uçuştu bacalarından uykulu evlerimizin
dal uçlarımıza rüzgar kıpırtısı değdi
gömleği yırtıldı arka sokaklarımızın
derin yaralar açıldı vaktimizin böğründe
kalbimize yeni bir ruh üflendi

ayrı düşmüşlerin kucağına sıcacık ekmek diye sunulduk
şehrin çağıltısı sustu
çığlığı sustu evlerin
ümidin tomurcuklarına dokundu güneşin sıcağı
buğusu inceldi
yağmuru dindi
susuzluğumuz dindi

bekleyişlerin tenhasına ümitler bıraktık
yanağımıza değdi poyrazın soğukluğu
göğsümüze çaresizliğin sancısı dokundu
hasretin göğüne uçurtma diye salındı duygularımız
ötelerden gelen her çıtırtıyla ürperdi tenimiz
aralık kapıların eşiğinde
bekledik sabah akşam

nehir kaynağımıza aktı dağ pınarları ince ince
duru bir serinlik gibi toprağımızı ıslattı
seline kattı tortulanan kederlerimizi
gamzeli tebessümler doğurdu gölgelerimiz
yıldızlarımız kol kola semanın tarlasında
goncalar açtı
umutları hüzünle büyüten kervanlar yürüttük
karanlıklar arasında ışık ışık yandık
bir çolpan misali
münzevi acılara yorganlar biçen gecelerde

mistik bir hüzün göğümüzü aydınlattı
romantik desenler dokudu göğsümüzde
dört nala koşan küheylanın nallarından çil çil serpilen
koyu dehlizlere kilitlendi düşüncelerimiz
bir bir döküldük mazinin belliğinden seherlere
küskün zamanlar elendi yerlere kalbur kalbur
yangınlar çalındı bahtımıza
dumanı olmayan yangınlar çalındı

hazan mevsimlerinde ağlaştı taze sevdalılarımız
lavanta taneli hayaller büküldü dudaklarımızdan
saat üçlerde derin uyku sesleri mırıldandık
uzak göklerden yıldız yıldız parlayan parıltılar kaydı
komşu evlerin akasyaları arasından umarsızca
müjdeler döküldü
belki de hiç duyulmamış

sonra umutlarımız kaydı her gece
göğümüzün kandillerini söndürdüler
isyan düştü coğrafyalarımıza
sonra yağmalandı aşklarımız
el ele tutuşup gittiler sonsuzluğa doğru
söylenmemiş şarkıların nakaratıyla beraber

boğuk acılar saplandı böğrümüze arsızca
sahralara seher yelleri yayan cereyanlardan
alacalı hayatlarımız çalındı yıldızsız zamanlardan
son şafakta ışığın düştüğü yere kilitlendi
çiçek çiçek düşlerimiz

sonra kırmızı karanfiller ekildi yüreklerimize
içinde nur olduk
içinde mesrur olduk

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 9.2.2022 20:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan