Senin derdine dert olmaya mazhar
Derdini yük eylesin geçip giden kervanlar.
Al bu yükü götür kervancı başı,
Bilinmezler diyarına göm dursun ab-ı revanlar
(SonKar)
Bir kuş olsam
Uçsam yükseklerde
Özgürlüğe kanat çırpsam
Yaşananlara inat
Pantone renklerin karışmış,
Gönüller hüsran, sabahsız kalmış,
Kadınların kalpleri soğukluktan solmuş,
Elleri çizgiler, yüzleri acılarla dolmuş.
Toprağı savuran rüzgarın nefesi,
Avuçlarıma aldığım dağların zirvesi,
Fakirin sesi, zenginin tok kesesi,
Mahpus dünyanın garip efendisi.
Gün biter.
İnsanlar çıkartır soğuk maskelerini
Kimi meczup, kimi sahtekar.
Oynarlar gün boyu kendilerince senaryo
Kalabalıklar içinde yalnız adam.
Derinden gelen bir sükut halleri
Uzayıp giden zamanın düşleri
ibtidâr eyledik vaktin gülleri
Bir sonuç almak ne kadar müşkil düşleri
SOKAKLARA YALNIZLIK ÇÖKTÜĞÜ ZAMAN
YUVASINDAN UÇAR YAVRU KUŞ NEDENSİZ
BU DİYARLARI TERK ETMEK İSTERSİN
VURURLAR SENİ , ACI SÖZLERLE KEFENSİZ ...
(SONKAR).
Kayıp olan zamanın
Belirtilen saat başındayım
Hülyalar içindeki efkarın
Biten son anlamlarındayım
Kelimeler sığmıyor satırlara
Gövdesi kıvrımlı harfler yazılmıyor artık,
Boş bir tahtaya,
Boş bir kağıda.
Tahta panjurlu, kenarı oymalı pencereler
Gözler seni muradına dert edenler
Yolun başında durmuş seni bekliyor
Kalbe saplanacak hançer misali yaralı sözler.
(SonKar)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!