Geceye dair söylenecek bir söz varsa,
O anda masada duran vazo göze çarpar
İçinde al çiçekler, dışında ak kurdele varsa
Umutla umutsuzluk arasında kalp çarpar
Bilemezsin vazoda bekleyen çiçekleri
Bir umut, bir özlem, bir hasret bizimkisi,
Kekik kokulu dağların engin zirvesi,
Karlarla kaplıysa, zirvelerin tepesi,
Beheşt-i kapısında bizlerin meçhul nefesi.
Sesini duymak
Hayali rücunun derinlerinden
Sesini duyanlara gelsin
Bir demet beyaz sümbülün
Umutları süsleyen beriyanlarına gelsin
Demir yollar götürecektir seni
Sonu nereye çıkacak bilinmezler diyarına.
Ulaşılmayacak kadar uzaklarda kaf dağının arkasına
Ey mahmur yüzlü çocuk
Tut elimi gidelim bilinmezler diyarına
Hatrın kalsın kiremit çatılı,
Ey hüzün al beni buralardan
Tut elimi küllenmiş günahlardan
Çıkart bu köhne dünyanın çukurundan
Duran zamanın tamda bu anından
Heybeme biriktirdiğim kelimeleri
Pazarda alıcısını arıyorum
Bir dirhem söze, bir akçe
Veriyorum gönülleri hoş edercesine
Koy bir demli çay Haceli,
Yaşanmış bunca acıya rağmen.
Isıtsın içimizi dışarada kar boran varken.
Sırtımızı dönelim Haceli,
ÇÖL ÇİÇEĞİ
Çölde kızgın kum tanecikleri
Güneş yakıyor yorgun bedenleri
Mehtapta buz gibi billlur su tanecikleri
Ulaşılamayacak kadar uzaklarda sanki
DÜŞLERİM
Bir ateş düşlerim,
Isınacak kadar sıcak
Titreyen gönülleri
Serinletecek kadar yakın
Eğer söylenecekse bir söz,
Ardına bakmadan söylene bilmeli.
Geçen günlere hasret
Arkadaşça kala bilmeli.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!