Ne zaman,
Boğazım düğümlense,
Kurusa göz pınarlarım...
Kar yetişir imdadıma...
Melek kanadının kadifemsi tüyleri gibi
Kar taneleri düşer kirpiklerime
Pardon kışlı yaşlı amca,
Sıcak Yaza daha var mı?
Gözü yaşlı dertli gonca,
Güle naza daha var mı?
Ah be canım güzel kızım,
Bana bir şeyler söylermişçesine,
Gözlerin yaşlı gibiydi,
Soramadım.
Sanki bir hüzün vardı,
Yüreğinde,
Hissedemedim.
Uyurgezer gibi dolaşırdı,
Duygularım yerdeki karıncalarla,
Bir o yana bir bu yana,
Dümeni kırılmıştı yaşantımın,
Bırakmıştı kendini,
Rastlantılar denizinin akışına...
Ahh! Bunca aydınlık pırıl pırıl bir bahar varken
Güneşteki lekeleri görmem niye?
Kimselere borcum yokken
Yaşamdan bu kadar alacaklı olmam niye?
Güzelim neşeli oyun havalarıyla gezinmek varken
Hep hüzünlü şarkılarla kol kola olmam niye?
Goncalar soluyorsa güle dönmeden.
Işıklar sönüyorsa güneş doğmadan.
Yürekler duruyorsa henüz sevmeden
Ölmüşüz demektir günü gelmeden...
Umutlarımın kararsız tutumu,
Beni de karartmıştı.
Bahar gelmiş olmalıydı,
Yaşama sevinci adına,
Bir kıyıya, bir köşeye.
Ayaklarım da umutlarıma uydu,
Kayalardaki varlığımı döven
Fırtınalarda ki,
Duygularımın çaresiz sessizliğini sorma
Bilemem...
.....
Bana;
Saman alevi gibi geçen ömrümde,
ne dur tanıdım ne durak.
Gezmediğim ne şehir kaldı,
ne de kör sokak.
Bakıyorum da maziye ağlayarak,
aklımda kalan son güzellik ne?
Yapraklar sararsın gonca solmasın,
Yürekler tutuşsun odun sönmesin,
Yaşlılık yaşansın gençlik ölmesin,
Hüznü hazan kaçsın bebekler görmesin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!