Sona'dan Bilgelik Esintileri

Sona'da son'a yaklaşıyorum. Sona'yı okumadıysanız, Sona'yı tanımadıysanız, 'Sona'da kimmiş? 'diye soruyorsanız eğer, üzgünüm ama Van Gölü'nün dinginliğinde saklı coşkuyu duyamazsınız. Eganis'i ve Eganis topraklarında yatan zengin bir kültürü ve halkların kardeşliğini imkansız bir aşk'ın örüntüleri içerisinde duyamıyorsanız; dünü, bugünü ve geleceği anlayamazsınız. Müthiş bir araştırmacılık, gözlem yeteneği, empati ve yürek zenginliğinin yansıması olan roman, daha ilk sayfada aşk'ın çarpıcı büyüleyiciliğiyle alıp götürüyor sizi bir yerlere... Ve siz tarihin tozlu sayfaları arasında unutulmaya yüz tutmuş imkansız aşk'ların gücünün peşinde sürüklenirken, aslında üzerinde öyküsü ya da şiiri henüz yazılamamış nice aşk'ların yaşandığı topraklarda tarihsel bir yolculuğa çıktığınızı anlıyorsunuz. Her sayfasında ayrı bir ışık var Sona'nın.. Kimilerinin önünü, kimilerinin yüreğini aydınlatacak bir ışık bu.. Sona bir kurmaca değil, yaşanmışlığın ta kendisi ve herkese bir şeyler söyleyecek Sona'nın hikayesi.. Kendi bildiklerinin kuşkuculuğunda gerçekleri arayanların ve yanılgılarının farkında olmak isteyenler için Sona... Kendi yanılgılarınızla yüzleşmeyi geciktirmeyin çünkü; 'Tanrı Yanılanları Affetmez'. İnanılmaz bir emek harcanarak kaleme alınmış Sona. Size sadece romanı elinize alıp sayfaların arasında kaybolmak kalıyor.. .............. Okuduğum her sayfada dağarcığıma yeni birşeyler eklediğimden kuşku duymadığım bir eserin satır aralarından, beni çarpan bazı cümlelerin/fikirlerin/duyguların şiirleştirilmiş halini yansıttım bu şiirde.. Aslında bu bir şiir değil, şiirsel bir aşkın şiirleştirilmiş romanının şiirimsi cümlelerinden bir demet sunmaktır bütün yaptığım.. Bu şiirleştirme çabasının övgüye ya da alkışa değer bir yanı yok.. Esas alkış ve teşekkürü; bu eseri yazın dünyasına ve okurlara sunan, gerçek bir birikimin yansıması yazar, Sayın Eyyüp Altun' a yapmak gerekir. Gerçek alkışı hakeden emek sahibi bir yazın adamıdır Eyyüp Altun. Gerçekten çok etkilendiğim bu eserde, şiirleştirilebilecek o kadar çok anektod var ki, bunu yapmayı zaman zaman deneyeceğim. Ama beni asıl heyecanlandıran şey; her bir sayfasını, sahnede dekor, kostüm, makyaj, ışık ve oyunculukla düşleyerek okuduğum, bu eseri bir gün oyunlaştırıp, yönetip, belki de oynayarak seyircilerin alkışlarından payıma düşenini alabilmek.. İşte bunu başarabilirsem o zaman gerçek alkışı haketmiş olacağım. Bu arada, en başta teşekkür edilmesi gereken birini, en sona özellikle bıraktım. Bu romanı yazarından imzalatarak bana ulaştıran kişi o. Bir gün bu dünyadan göçüp gittiğimde ne kadar çok eksik yaşadığımı ve ne kadar eksik bildiğimi bile bilmeyeceğim bir kapıyı bana aralayıp, bilmediklerimi bilir olmamı sağladı. Bana araladığı kapıyla eksikliklerimin farkına varmama vesile olup, 'Sona’yı da bildim ya, artık gönül rahatlığıyla ölebilirim“ duygusunu hissetmemi sağlayan, Eganis'li şair dostum Sayın Gülşen Çağan'a teşekkürü gerçek bir borç bilirim. Teşekkürler ALTUN Teşekkürler ÇAĞAN