". Ey buraya giren, bütün umutlarını ardında bırak.!
Ah, içimdeki korkuyu tazeleyen, balta girmemiş o sarp, güçlü ormanı anlatabilmek nede zor.!
Ölüm acısını aramak gibi,
her karanlık kendisini sonlandıracak ve cehennem kapıları ardına dek aralık ..
Ben herkesin yanında olduğuyum, ama kalabalık değilim ve bu gece senin yokluğun kadar yalnızım..
Bu gurur,
bu hırs-
bu kıskançlık
bu kalbimi kor bir aleve dönüştüren üç kalenin anahtarını bulabilmek nasıl da kör eden bir eziyet..
Dedi Tanrı..
Sen içeri giren,
umudun yok..
Dedi Tanrı..
Şimmat köprüsünde,
genç ve güzel olan şeytanlasın..
". Kısılan sesler gibi, ucube bir keşişi öldürmek Ruhunda.!
Kendi geçmişin bu,
karanlık bir ayetin satır arasında uçuşan ölü kelebekleri hatırla..
Kendi geçmişin bu,
karanlık bir acının afaroz edilemeyişi gibi dinsiz bir diriliş bu..
Üflüyor şimdi elimdeki mumu Tanrı;
ne gidecek bir yol,
ne aydınlığın şefkatli yüzü
ne de yere düşen kanatlarımın sesi -
ölmek bu kadar asildi işte,
yaşamın ağırlığı dibe vururken
kemiklerim bedenimden ayrılarak düşerken toprağa..
- Gökhan Pekşen
- Son Nefes
- Şubat/2017
Kayıt Tarihi : 24.8.2018 15:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gökhan Barış Pekşen](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/08/24/son-nefes-165.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!