Yine sana yazıyorum;
Yine o köşedeki kırtasiyeden aldığım,
Pembe üzerine beyaz çizgilerle motiflenmiş,
Liseli gençlerinde sık sık aldığı ve üzerine aşk namelerini,
gözyaşlarını döktükleri
Yetmiş kuruşluk kağıtları yine sana...Alıyorum...
Ve yazıyorum o klasik selamdan,sabahtan önce iki kelime sana;
Unut Gitsin...
Unut ekiyorum sana,umut diktiğim gönül topraklarına,
Umudumu söküp unut dikiyorum.
Aslına bakarsan hiç yazmayacaktım beş seneden bu yana süregelen,
Ben diyeyim yüz,sen de beş yüz tane sıraladağım namelerimin son katarını...
Yazmayacaktım sana aslında.
Unut diyorum ya mazimizi hiç yaşamadık say.
Hiç hava solumadık,hiç buluşmadık Değirmendere sahillerinde,
Ve el ele ilk tuttuğumuz o yirmi nisan günüde hiçti...
Yemedik say kağıt helvalarımızı,vermedik birbirimize lokmalarımızı,
Giymedin say; sana ucuzluktan aldığım
Doğum gününde takdığım hardal eşarbını,
Hiç yaşamadık say beş senedir sevdamızın hayallerini,
Hiç hissetmedik say bu sevdanın kavak yellerini,
Hiç saymadık say papatya tanelerini...Say ki istediğin kadar...
Yine sana yazıyorum;
Yazmak istemediğimi isteyip de unutmayı istemeni istesem bile...
Boş ver diyorum sana her şeyi boş ver.
Benden ne kadar aldıysan ister yüz ister beş yüz tane mektupları,
Hepsini unut,at hepsini Marmara'ya...
Yolun düşerse eğer Değirmendere'de ki o iskelenin tam ucundan salıver,
Hepsini salıver ki unutasın,unut gitsin,
Boş ver diyorum sana,boş ver bitsin...
Yazıyorum yine sana,ama inan bu son sana.
Artık önce yazdıklarım gibi sana sevdiğim demiyorum,
Sevmiyorum diyorum,unutmanı istiyorum...
Buna en çok benden sonra anam üzülecek.
Seni gelini bilmişti,neler yapmıştı sana neler dikmişti.
Nakışlı havluları,dantelli yastıkları yeniden,
Bir tek senin için çıkarıp dizmişti otuz senedir çıkarmadığı çeyizinden.
İnan laf söyletmezdi sana,
Ne zaman hakkında konuşsam hep çatardı bana...
'İyi davran'derdi'gelinime,kızıma,iyi davran'derdi...Anam çok üzülecek buna.
Yine sana yazıyorum,aslında ne yazdığımı bilmiyorum.
Neyi yazıyorum,niye yazıyorum? Bilmiyorum ki!
Dökülen gözyaşımla ıslanan bu pembe üzerine beyaz çizgilerle motiflenmiş
Liseli arkadaşların,kardeşlerin aldıkları,sevgi yapraklarına ayrılığı,
hasreti niye?
Cinnet geçiriyor,tükeniyor sana ayrılığı yazarken
Ayrılmamayı yazmak isteyen tükenmez kalemim.
Tükeniyor,tıpkı kalemim gibi,benim bu derbeder dünyam,çilekeş alemim...
Allah kahretsin diyorum,en büyük bedduaları,ahları söylüyorum.
Ama yazamıyorum,çünkü utanıyorum sevdadan,hayattan,
Bu pembe yapraklardan...Utanıyorum,sevdaları artık zalim tanıyorum.
Yine sana yazarken son namelerimin,en son katarını,
Bana bakıyor duvara yapıştırdığım Erkin Koray posteri...
Bakma bana öyle Erkin abi! ...
Bu gözlerimden döktüğüm sevdamın,hakkımın teri...
Bitirmem lazım artık bunu,demeliyim sadece,unut beni.
Unut beni,unutasın,garabetime sebebsin,sebebimsin,birazcıkda utanasın...
Son noktayı koymam lazım anam çok üzülse de buna,
Çıkardığı çeyizleri koysun geriye,geri bıraksın sandığına...
Liseli gençler yine o kırtasiyeden alsınlar pembe kağıtları,
Yazsınlar yürekleri,yaksınlar ağıtları...
Sana sevdiğim demiyorum,diyorum işte seni unutuyorum,unutuyorum gitsin...
Dayanılmaz bu acıyla kalemde bitsin.
Yine sana yazmıyorum...Artık seni sevmiyorum...
Kayıt Tarihi : 30.8.2014 12:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2000 ilkbahar,yaz başları...
Kaleminize sağlık sayın Mustafa Arpa...
TÜM YORUMLAR (1)