Son istiklal savaşı Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1277

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Son istiklal savaşı

15 temmuz
millet tarihinin hafızasına kazınmış kutlu destan
tarih boyunca din, vatan, millet, manevi değerler uğrunda
savaş meydanlarına, cephelere seve seve koşan
ölümün kucağına atılan aziz kahramanlar
tankın, topun, uçağın karşısına
sadece imanıyla, inancıyla, yüreğiyle çıkan şanlı kahramanlar
bozguna uğrattılar hain darbe girişimini

o gece türkiye
tüm renklerini, meşreplerini geride bırakarak
tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şuuruyla birleşti
dur dedi kahpe darbeye

ezan bir kıyamdır
bir basü badel mevttir
bir diriliş bir cihat çağrısıdır
dinin şiarıdır ezan
gece yarısından sonra okunan
bir muştunun habercisidir
bir direnişin haberidir
bir kıyamdır sala

gecenin karanlığını perde perde yaran bu semavi nida
neyi anlatıyordu
kıyamet mi kopuyor
yoksa beklenmedik bir felaket mi geliyordu
sonra sokaklar, caddeler, meydanlar kalabalıklaştı
Jetlerin, tankların, silahların sesleri duyuldu

bir yerleri bombalıyordu düşman
can havliyle evlerinden, yataklarından fırlıyordu insanlar
abdest alıyor
yaklaşan felaketi namazla, niyazla karşılayarak
olayların Sahibine arz-ı ihtiyaç ediyordu
dua ve niyazda bulunuyordu
arkasından ev halkıyla vedalaşarak sokağa çıkanlar
savad-ı azama katılıyordu

yıllardır ölüm ilanı olarak algılanan sala, o gece
15 temmuz gecesi bir diriliş çağrısı oldu
şehadet parmağı gibi göklere uzanan
şeffaf bir şala bürünmüş minarelerden
yükselen ezanlar, salalar göğün zarını yırtarak
ulaşıyordu ufukları tarayarak serhatlere
o ne kutlu bir mesajdı
o ne ulvi bir tebşirattı

ezan,
bir muştuluk çağrısıdır, huzura davettir her zaman
biatı yenileme, ahdi tazeleme manifestosudur
belki bir ilkti dünyada
meydanlar bu çağrı ile şenlendi
bir daha asla evine dönmediler

şehadetleri dinin temeli gerçeğine sahip çıktılar
millet olmanın şuuruna vardılar
bir ibadet şuuruyla meydanlara yürüdüler
devletle millet, meydanlarda bütünleşti
vatanın her köşesinde,
her meydanında
birlik ve beraberlik ezanlarla, salalarla taçlandı

anadolu bir kez daha şahlandı
kuvay-ı milliye döneminde müstevlilere karşı nasıl şahlandıysa
15 temmuz kalkışmasına karşı da aynı ruhla
aynı kutsiyetle bir kere daha şahlandı
zulme karşı direndi
bir asır önce ki istiklal mücadelesini
tekrar gösterdi
biz kısık sesleriz, minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım dedi

meydanlar, minareler böyle bir diriliş kıyamına şahit olmadı
şanlı türk milleti tekbir sadalarıyla kıyama durdu
bu mukaddes kıyama icabet etti
dur dedi kahpe darbeye

15 temmuz gecesi öyle bir kıyamdı ki
sanki mahşeri andırıyordu
meydanlar doldu, caddeler hareketlendi
millet silahlara göğsünü geriyor
paletlerin altına kendisini atıyor
dipçiklere karşı bağrını açıyor
al bayrağa sarılmış cesur yürekler
tankları çıplak elleriyle durduruyordu

darbelerin susturduğu ezanlar
yüz binden fazla camiden, minareden
darbeleri susturan ezanlar olarak yükseldi
o ezanlar ki
fetih devrinde bozkırın bağrında yükselen ezanları çağrıştırıyordu
o ezanlar ki
gün ağarıncaya dek Anadolu semalarında yankılandı

ezan sanki ihtiva ettiği mana ile
belki ilk defa bir darbeyi püskürttü
ezanların susturduğu o melun darbe girişimini
bir daha diriltmemek üzere yokluğa mahkum etti

minareler ve salalar bu soylu direnişin öncüsü oldu
top yekun bir millet kutsal davete icabetle
ihaneti bertaraf etmek için meydanlara koştu
meydanlar cihat meydanı kadar azizdi
kimsenin aklında ölüm korkusu yoktu
ölümü korkuttular

haşhaşiler
silahsız insanların üzerine ateş yağdırdı
vaktiyle mermileri havada yakalayanlar gibi
ateş kusan ölüm makinelerinin üzerine yürüdüler
kimsenin gözünde ne hanüman
ne de ocak endişesi vardı

tek dert vatandı
ya ebediyen istikbal
ya ebediyen esaret idi
onlar birinciyi seçtiler
bu uğurda şehadet şerbetini içtiler
daha öncekilerin katına nurdan kanatlar takınarak uçtular

artık ezanların tanklarla, toplarla susturulması tarihe gömüldü
havalanan savaş uçakları, helikopterler
harekete geçen tanklar
millet iradesiyle ricata mecbur oldu
kendisini tanklara çiğnetti ama iradesini çiğnetmedi millet

o gece müezzinlere saldıranlar
darbelerle susturamadıkları ezanları
silahlarla susturmak istediler
meydanlara yürüyenler
tanklara, toplara, açılan ateşlere rağmen
silahlara karşı sinesini siper ettiler
şehit ve gazi oldular
ezan susmasın diye
sizin frengili sesleriniz, tanklarınız, toplarınız
bu lahuti sedayı susturmaya kafi gelemedi, gelmeyecek

bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli,
ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli dedi mehmet akif

hainler hoşlanmasalar da bu çağrı
bu kıyam ta haşre kadar devam edecek
ezanlar istiklalin
ezanlar istikbalin sembolü
ezanlar istikrarın muştusu
minarede ezan varsa,
gönderde bayrak…
bilin ki o ülke sahipsiz değildir

çalışarak pek çok rütbe ve unvan kazanılabilir
ancak şehitlik ve gazilik rütbesi
hayat karşılığında inanç sayesinde elde edilir
hiç şüphe yok ki şehitlik ve gazilik
rütbelerin en üstünüdür
bir madalya gibi taşınacak büyük bir şereftir

Yüce Allah onların ölü değil
diri olduklarını bildirmekte
“Onlar ki Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler,
Allah ise nurunu tamamlamak ister,
kafirlerin hoşuna gitmese de ”

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 15.7.2024 14:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!