sensizlikse geleceği kentin
bu şakaklarıma yığılan sorular da ne
herşeyde duruyorsun soluksu
kıpırdayamam çakıldım kaldım
son duraklarımı tükettim
tüm biletlerim sana...saçlarına...
bu çocuklar ne
bu güler yüzlü aykırılıklar
tüm çıkışlarım çıkışsızlık
çıkmazlarımı sev nolur
ay ışığındaki yokluğunun gölgesine sığınmadan gözyaşlarım
bıraksın gözlerim kanayarak bakmayı
seni göremeyecekse inlemesi yüreğimin
tutmasın ellerim hiçbir şeyi
dolaşmayacaksa saçlarında parmaklarım
yüzyıllık bir şarap gibi sarhoş
senden başka hiçbir yağmura tutunmak istemiyorum
kulaklarım sağır
yalnızca senin sesin aklımda
dudaklarım rüyalara sığmayan bir çöl
parmakların hangi pınarları saklar avucunda söyle
al herşeyimi doğumdan ölüme
izin ver kalayım sende sensiz
yuva kursun yokluğuna yalnızlığım
çırılçıplak bir ağustos yangını gibi üşüyeyim
aldırmazlığında
önemli değil
katlanırsan kolarımın sana çıkan yollarına
razıyım en uzağındaki ölüme bile
safaklarımda acı tütün yorgunluğu
tenim tenine aç
bilsem hangi güneşi benimle paylaşacaksın
hangi aydınlıkta kör etmiş ömrümü güzelliğin
bilsem
hangi parçamı isterse istesin şafak başlangıçlı
o deli divane tantana
son parçama kadar seninle
güzelliğine aciz sözcüklerim
senden başka bir pazar gezmesi göremiyorum
ellerimi
gözlerimi
kulaklarımı
dudaklarımı
al
doğumdan ölüme
senden başka bir şey
ne tutmak
ne görmek
ne duymak
ne tatmak
istiyorum
sende kalmak istiyorum
ve öyle ölmek
Kayıt Tarihi : 31.3.2009 01:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!