*Son Defa Kapındayım

'Sen gidersen senden başka kimim var,
İsterem ki bir gün evvel gelesen, aman' (1)

I.

eşiğinde kapının son defa duruyorum,
ellerimde ümit var, gözlerimde intizar..
kalp pencerenden senin bekleyerek bir nazar,
nice yıllar bekleyip hayaller kuruyorum…
gül kokan atabende son defa duruyorum…

sanma ki sen dışında bir câna kanmış gönlüm,
sevmedi sevemez de bu kalp senden gayrısın..
bilmelisin ben için sen herkesten ayrısın;
çünkü bir senin için gönülden yanmış gönlüm…
sakın zannetme başka canana kanmış gönlüm…

endîşem zerre kadar yok, aşkın hatarından
oldukça yâr bana sen, ben hüzne yabancıyım …
gönlünün köşesinde devamlı bir sancıyım,
kovduğun günden beri beni aşk pazarından;
telaş etmedim hiçbir dem aşkın hatarından..

hafızan unutunca bütün o anıları,
bahtım yalnızlığın yol ayrımında karardı;
zülfünün her teli, her kıvrımında karardı…
keder düştü peşime,hemdem tuttum efkârı
sen unuttuğun vakit o güzel anıları..

her nota döküldükçe ud dilinden hüzünle,
her tel gönlüm üstüne bir kılıç gibi düşer;
ve sonra birdenbire aklıma muhibi düşer:
hülya içinde başlar gizli bir raks yüzünle,
her nota döküldükçe ud dilinden hüzünle.

lütfedip atmaz mısın bir kerecik tîr-i aşk
tak boynuma ne olur,zülfünden zencir-i aşk

II.
“firaz-ı zirve-i Sinâ-yı kahra yükselerek
oradan,
oradan düşmek
ölmek istiyorum.” (2)

kara kirli ağzını açmış bir yılan
bunalıp dehrin cefasından atlamamı bekliyor ağzına…
beni yılanlara,çıyanlara sunma ne olur! ...

kuru sıcak bir diyarıbekir akşamı,
“bir film şeridi gibi geçiyor hayatım,gözlerimin önünden…”
yeni gökdelenleri düşünüyorum sonra…

bir küheylan rüyalarıma giriyor;
beyaz…
yeşil yaprakları dökülüyor ağaçların

“çocuğum ağlama” diyor annesi,
ben hayallere dalmışım…
kulağımda hâlâ çocuğun ve annenin sesi…

şimdi kapındayım,yalvar yakar
beni rengarenk yılanların ağzına atma! ...
“Yusuf’u ucuza satma…”

(1) : Diyarbakır Türküsü
(2) : Ahmet Haşim