Ak yüzünün gölgesi düşüyor avuçlarıma
Koşup sımsıcak sarılmak istiyorum
Düğümleniyor ayak bağlarım
Sanki mutluluk yakışmıyor mevsimlerime
Kuşlar gibi şakımak istiyorum
Gönül sarayındaki keman sesi gibi
Bütün gökyüzü bana ait
Gündüz güneşim
Gece ay
Mavinin her tonuyum
Mevsimler ruhumda çağlıyor
Yağmurlar dallarıma can veriyor
Sılaya varamadım
Zalim yara ulaşamadım
Bu sevdayı içimden atamadım
Kara toprağada yar olamadım
Dünyada bir gün huzur bulamadım
Kalbimde bir hışırtı var
Tırtılların kelebeğe döndüğü gündeyim
Söyle dudağında busesi olan adam
Nerden çıkıp geldin
Maviydi gök yıldızlıydı gece
Ama karanlıktı sevdalarım
İçimin acısı gözlerimden damlıyor
Ağlıyorum Ağlıyorum geçmiyor
Bağırıp çağırsam neye fayda
Etimle kemiğimle nefret ediyorum
Bir kanadım kırık diğeri yaralı
Ayağımda bir paranga var
Gelmedi beklenen
Kurumuş topraklar gibiyim
Mevsim hep kışta duruyor
Zaman hep karanlık
Umutsuzluk bir veba gibi
Dizlerim tutmuyor
Susmak istiyorum yeryüzüne
Dilimden tek hece dökülmeden
Geçip gitmek istiyorum
Hiç kimseyi tanımadan
Yorgunum yüküme yük etmeden
Toprağa kırgınım buluta küskünüm
Yorgunum ey rüzgar
Güneş neden küskün
Ay neden hep yarım
Ayaz vurdu fidelerime
Gülmüyor yüzüm
Tellerim neden hep incinir
Siyahlar kaplamış
Gittiğim her yol aynı
Çıkış yolsuz bir dehliz
Söyleyin kim gömdü beni
Nabzım atıyor oysa hala
Benmiyim bu çaresiz karınca
Seni bir ben gerçek sevdim
Kalbimi ellerine bıraktım
sen bardak sanıp taşa vurdun.
Hırsını benden aldın.
Taşa vurdun beni.
Taş bile göz yaşı döktü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!