Son akşam yemeği Şiiri - Yorumlar

Kutluyorum. Zevkle okunan bir şiir. İnsanı bir bombardımana tutuyor. Alıp alıp götürüyor bir yerlere. Kah, çocukluğuna, kah gençliğine; kah en delişmenliğine, kah çaresizliğine. Bütün güzellikler ve çaresizlikler diziliyor gözlerinize. Tam puan diyorum. Esenlikler dileğimle...

***anahtarın saklandığı yer sözcükler değil, kilitli kapıların arkasıdır
ne bileyim işte bir omuz darbesi yada şiddet, yok ki sözlüklerimizde
yıkıversek örülü duvarları, buluruz anahtarları belki arka bahçemizde.
bir kadeh düşer yere, paramparça ….***

***oniki melek oturdu, saatin kadranına***

ne geceden sabah a..ne sabahtan geceye...işte bu saatte okudum bende...onikiye az kala..:))
gün yarısı olmak üzere..
her saatin şiiri..
her anın şiiriydi okuduğum..
zaman mekan farketmedi..söylenmemiş sözler için...
çok güzeldi çokkk..tampuan+antj..tşk.ler..

Hüz'nü aşk'ı nakış nakış işlemişsiniz yine mısralarınızda.Mükemmel bir çalışma,diğerleri gibi..Yazan kalem'e yazdıran yüreğe selam olsun..

Günün üçlemesinde yapılan bir gezinti,söylenen ve söylenemeyen sözler,anlamlı ve güzel şiir,yüreğine sağlık,tam puanımla kutlarım,tebrikler

gece;
biliyorsun içilmemiş kadehlerin arkasında saklıdır çözümsüzlükler
gece yarıyı geçer ve sabaha terk edilir, yarım kalmış bilmeceler
kutluyorum her zamanki gibi yine muhtesem

Gemici ağbim. Sizin yazış tarzınız bu elbet. Şiirlerin bazı bölümleri oldukça derin içerikli ve usta sözcüklerle örülmüştür. Bazılarıysa sığ. Bu şiirde de aynısını gördüm. İlk iki bülümü özetleyip iki veya üç dize olarak yazsanız. Anlam ve biçimsellik yoğunlaşır. Bu ilk iki küçük bülümde içerik ve biçim dağılmış. Çok sözcük yüklenmiş. ama gece, sabah ve gün ortası bölümleriyle tek dize bitiş şahane olmuş. Sevgiler, hürmetler. Mehmet

gece;
biliyorsun içilmemiş kadehlerin arkasında saklıdır çözümsüzlükler
gece yarıyı geçer ve sabaha terk edilir, yarım kalmış bilmeceler
ortadaki resim ikimize de benzemez, sahne çok yabancı sokaktadır
anahtarın saklandığı yer sözcükler değil, kilitli kapıların arkasıdır
ne bileyim işte bir omuz darbesi yada şiddet, yok ki sözlüklerimizde
yıkıversek örülü duvarları, buluruz anahtarları belki arka bahçemizde.
bir kadeh düşer yere, paramparça ….

Veya çözümler saklıdır içilmemiş kadehlerin ardında kim bilir?...Güne yine en az diğerleri kadar farklı ve hoş bir Cevat Çeştepe şiiriyle başlamak güzeldi.Bir sabah vakti okusam da büyük bir haz duydum.Kutlarım duyguların böyle ustaca dile getirilişini, kaleme alınışını...Tam puanım sizin Üstat...

Bu bilinen bir tablo önünde yaşanan bilinen bir manzaranın hikayesi. Ama anlatan o ısta kalem olunca ne kadar farklı oluyor.
Tebrik ediyorumn Cevat Çeştepeyi.
Ben bu şiirin girişine vuruldum adeta

./sana neler söyleyecektim neler, bana elveda derken
duvardaki apliğin iki lambasından biri sönecekti,
sen tam kapıdan dışarı adımını atarken.
neler söyleyecektim bir bilsen sana, sen giderken.
….
ezberlediğim sözcüklerden bir tek hece
yazdığım şiirlerden bir tek dize bile gelmiyor şimdi aklıma
gittin; ama o iki lambanın ikisi de yanıyor hala …./

Giden gidiyor ama giden ve biten bir şey yok.

SUYGU SELİ İÇİNDE KAYBOLIYORUZ HOCAM MÜKEMMEL BİR LİRİK ŞİİR OLMUŞ TEBRİKLER

Mezopotamya nın ASİ/L Kızı (Bayan)
Kime : uzungemici / cevat çeştepe
Tarih : 28.07.2008 05:22 (GMT +2:00)


Konu : Yn: SON AKŞAM YEMEĞİ - yeni şiir



SON AKŞAM YEMEĞİ / Cevat Çeştepe şiiri...
*******************************************************

'yıkıversek örülü duvarları, buluruz anahtarları belki arka bahçemizde. '

Şiirin tüm gizini çözecek anahtar işte bu dizedir bana göre!

Neden zamanını hoyratça kullanıp avuçlarımızdan kayarken önemini duyumsamadığımız duvarları yıkamayız? gözümüzü korkutan 'örülü' kenetlenmişlikleri midir?

(ki her tuğlasını hatalarımız ve vurdumduymazlıklarımızla kendi ellerimizle birer birer sabırla ördüğümüz) ?

Neden 'hep sonradan' şarkısını söylemeyi seviyoruz ki bu denli?

Neden ' geç kaldık' şiirleri yazıyoruz acaba?

ve neden bile bile lades diyoruz ki yaşama?
.........................................................................................

Şiir dili gene ustaca,doyurucu ve tartışmasız Çeştepe'ceydi.

Güneşin son doğum sancılarını çektiği bu dakikalarda ŞİİR okudum...bin of çekerek, ve kendi 'geç kalmışlıklarımı' yumruklayarak bin kez daha...!

Sancılarım depreşti ki, Güneş ar edecek eminim görüyorsa beni, asırlık rutin sancılarından!

Çok saygı...ve sevgilerimle...