siyah/beyaz bir fotoğrafa nasıl bakarsınız?
ortasından kan sızıyorsa, duvarda halı desenleri
şölen sofrasındayız tarih titreyerek konuşuyor:
gelenler yanlarında kuş sesleri getirmişler,
biz böyle toplantıları ‘yorgun’ çok yapmadık mı?
bir demet sevgi suyuyla büyütülmüş hercai menekşe
örselenmiş yapraklarıyla titreyerek duruyor öylecene
ölmek üzereyken cansuyu bulmuş dikilmiş gökyüzüne
inançla pekişmiş sesler dolaşıyor, yüzler gergin
biz böyle toplantıları ‘kucaklaşarak’ çok yapmadık mı?
türküler dalgalanıyor herkes sevinçlerini göndermiş
can dostlarım burada biliyorum, cansız düşmanlarım da
ışıklar sönüyor, hafif bir rüzgar uzun kirpiklerimizde
mumları yakalım ellerimiz kenetlensin “barış” adına
biz böyle toplantıları ‘tartışarak’ çok yapmadık mı?
her şeyin sığabildiği dünya kadar bir masanın etrafında
duralım birbirimize yaslanmadan aykırı düşüncelerimizle
kimse duymak istemiyor zehirli yılanın çıngırağını
inanmış da var, ihbarını çatal yüreğinde gizleyen de
biz böyle toplantıları ‘yoksayarak’ çok yapmadık mı?
işaret ediyor çatıdan sızan ışık ihanetin yüzünü
çağırın fotoğrafçı gelsin, kameralar yakalayamaz belki
kimse kimseye dokunmasın, sakın ha parmak izi kalır
haykıran şairler usulca çekilirler gizli koyaklarına
ah biz böyle toplantıları hiç yapmadık:
Bu son akşam yemeği...
(Adam Sanat, 115)
Kayıt Tarihi : 22.5.2015 17:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)