Lan gözlerim kanıyor ikide bir
Yolda yürürken hüzünleniyorum artık yeter gerçekten
şizofren diyorlar bana
fakat değilim gerçekten
yoruldum bakın ellerim kanıyor
yazmaktan çizmekten yoruldum artık..
ben artık intihar mektubu okumaktan yıldım
erkenden ölüyorum
yüreğim benimle ama ben yine ölüyorum
ve ben ilk defa bugün herkes gibi hissediyorum
kırmak dökülmek üzülmek
ve üzmek zerre umrumda değil..
çünkü benim gözlerimden kanlar ellerimden parçalar
kalbimden çırpınış sesleri geliyor
kimsenin umrunda değil bunlar
bu a..k.. hayatında kimsenin umrunda değilim..
üstadımdan takındığım terbiyenin yanında değilim
ben kendimin üstadıyım yalancının tekiyim
ateşim kül oldum
alın yazınmış diyenlerin yüzüne tüküreyim
acı çekiyorum ben acı
yalandan bir acı değil bu
ben her mektupta bu dünyadan s... olup gitmek istiyorum
nefes almak yaşamak değil ki
acı çekmek aslında nefes almak değil mi
ölüm diyorum bu gece daha acısız ve daha güzel değil mi?
keşke diyorum keşkee
ilk mektupta gitseydim buralardan
kırmadan dökmeden üzmeden
uzaklara bir yerlere
hiç var olmamış gibi
ve zaten yokum
sizin o boktan hayatınızda bir önemim yok
bir avuç toz olup düştüm ayaklarınızın altına
bir önemim yok..
bugün mektubum kuzucularımla başlıyor yine
sanatkar yine döktürmüş annemin ellerine
yine yazmış kadın umarsızca elleriyle
o yazmış ama ben ölüyorum
saçlarım ağarmadan ölüyorum
gidip soramıyorum neden diye
sorarsam kırılır, sorarsam üzülür,
sorarsam bir mektup da ben yazarım belki..
bu da yazdığım son şiir metni
gram umrumda değil okurun düşüncesi
bilmez ki kimse zaten yüreğimdeki acıların satırlardaki hissini
hissetse de anlamış gibi yapar hepsi
vakit vakittir benim için
ilk defa başkası gibi düşünüp gitmenin vakti
bir oda bir çocuk sadece kendimle konuşacağım
ben her saniye nefesimin sonuna geldim
ilk kez acı çekmeden gidiyorum
sizler belki bu satırları okurken ben şiir defterimi yakacağım
çektiğim acıların çektiğim zülmün cezasını ödeyeceğim
bırakmak üzereyim kalemi
son kelimeler son şiirimdeki
artık beni anlatan ne harf ne kelime kaldı
artık şiirlerim beni tanımıyor
2 noktanın hesabını kimse bilmiyor
kimse okumuyor etmiyor
kisme anlamıyor beni
yine geçiyorum kendimden
yine bitiyorum ben
anlamıyorum........
bırakıyorum kalemi
gözlerim karanlığa süzülen yaşların ateşiyle kızardı
yüreğimden ateş kırmızısı kanlar dökülüyor
arkadaşlar galiba ben gidiyorum
üzgünüm ama sizi terk ediyorum
verdiğim sözler için affedin beni
ben sizi gelecekte üzmekten gerçekten korkuyorum
ben ezilmiş korkak büyüyen birisiyim
size ayak uyduramıyorum
lütfen affedin beni
ben
ben
üzgünüm
şaşırmayın ama afallamayın sen nasıl bir insanın demeyin
çünkü oldumu oluyor kahpe felek vurdumu vuruyor
bundan sonra şiir miir yok artık
her cümlenin bileklerini kestim astım duvarlara
ayaklarına beton döküp attım denize
bana sakın neden diye sormayın sakın
yaptım artık acı çektirdim kendime
acı çektirdi mektuplar bana
her gece dua ediyorum Allah'a
canımı alsın diye
yolda yürürken araba çarpsın diye
nefessiz kalıp öleyim diye
şiir yazarken kendimden geçip son vereyim kendime diye
yağmur altında şimşek çarpsın diye
bıktım çünkü gerçekten bıktım
bıktım demekten bıktım..
gidiyorum affedin beni
şiir miir yok
affedin beni..
çünkü artık üzemem kimseyi
üzüyorum belki de fakat elimde değil
elimde olan bir şey değil
ben korkuyorum sizden arkadaşlar
siz iyi birisi olsanızda korkuyorum
çünkü ben kimsenin içini kestiremiyorum
sağımdan solumdan tokat yemekten yoruldum
siz bu şiir metnini okurken ben bu şiiri de bileklerinden kesip asacağım
bu bedeni yok etmeyeceğim gözünüz ben de kalmasın
ben bu çocuğun masumiyetini asacağım
siz bu şiir metnini okurken
ben sizden çoktan uzaklaşmış olacağım..
artık kahır şarabından içiyor yalnızlığım
dertlerin en dipsiz kuyusunda
boğuluyor aradığım günler
artık bir gram umudum kalmadı
sormayın ne halde olduğumu da
bir çaresi yok
okursun geçersin bir mektubu ama
bunun yarasının çaresi yok
çocukluğumla dar bir sokaktayım
mayınlı şehir üstüme çöküyor
kelebek ömrüm
sonsuzluk tabutunda taşınıyor
siyaha bürünmüş hayallerim
karanfil kokusuna sarılmış toprağa veriliyor
ben alnından öpüyorum mezar taşının
ve sanırım sizi üzerek gidiyorum arkadaşlarım
verdiğim sözleri unutun arkadaşlarım
çünkü kırık kalbin sözünü kimse taşıyamaz biliyorum
kimse benim yükümü taşıyamaz
ben yüküm size
ve sanırım gidiyorum arkadaşlarım..
benim kalbimden çok mektuba duygularım öldü
her uyanışımda ağlayarak uyanmaktan uzuvlarım koptu
gidiyorum işte ben hoşçakalın
hayata yenik umutlarımla gidiyorum
sanki kendime olan savaşın sonuna gelmiş gibiyim
gidiyorum işte ben
konuştum ben ne de olsa sizlere
anlatabildim mi hissettiklerimi
anlamak istediniz mi bilmiyorum
gidiyorum işte ben
son şiirim
şu saatten sonra hayatım akışına bırakıldı
kimseyle sohbete dahi girmeyeceğım
yalnız başıma bir koca ömrü tüketeceğim
ben seçtim ben bitireceğim
gidiyorum kanayan yarama tuz basarak gidiyorum
ne anlatacak bir şeyim kaldı ne anlayacak sizler
belki güvenebileceğim son insandan uzaklaşıyorum ama
onu bu boktan hayata katlanmasına göz yumamam
ikinci defa kesin gidiyorum
zaman emin ol sana iyi gelecek biliyorum
unutacaksın beni
sen iyi bir insandın fakat ben ezilmiş birisiyim
sana ayak uyduramam üzgünüm
apayrı dünyaların
apayrı insanlarıyız
uzaklaşmak için söylenen bahaneler değil bunlar emin ol
ben gerçekten gidiyorum insanlardan
uzaklaşıyorum
yalnız bir başıma tüketeceğim ömrümü
kararlıyım
sokağımda karanlığın içinde gidiyorum şuan
ağıdım insanlar
hüznüm insanlar
yokluğum sizler
hoşçakalın işte gidiyorum sizlerden...
ben kendimi sizlere yasakladım
son kez bile bakmayacağım ardıma
başlayacak çünkü insanlık pazarlıkları
başlamadan gideceğim bakmadan ardıma
rotasını unuttu artık kalbim
gidiyor işte bilinmez umanlara
her tarafım acı kokuyor
kırık bir çocuk
kırık bir gidiş
soluk bir demet çicek
kuşlar bile yolunu şaşırdı benimle beraber
bahar bile gelmiyor artık ayazı mesken tutmuş gönlüme
bu nedenle gidiyorum işte bu insanların olduğu şehirden
bu gece sabahı gelmeyen bir gece
benliğime küsmüş koca bir şehir
insanlara küsmüş kırık bir kalp
ve bitmiş tükenmiş koca bir ben
gidiyorum işte
bilinmez umanlara
...
ne ayak seslerim var
ne de hıçkırıklarım
sessizce gidiyorum bakın
her damlamın yere düşüşünde sizleri özlüyor olacağım
madem insansınız hepiniz
ben de gidiyorum işte...
koca bir haykırış içinde
insanlardan uzakta olacağım..
unutun beni
unutuluşun kendisi olacağım..
elbet beni de unutur bu dünya
üç mevsim sonra hiçbir şey kalmaz benden geriye
bir gözyaşı kalır
bir hamlede siliverirsiniz
kimdi?
KOCA BİR BOŞLUK..
vazgeçiyorum vazgeçmem dediklerimden bile
sevdiğim birçok şey geride
gidiyorum işte
unutma ki bensizliğe de alışır zamanla benliğin..
çünkü alıştırdı insanlara çaresizliğim
diyorum ya üç mevsim sonra hiçbir şey kalmaz benden geriye
.....
elimde bir bilet gidiyorum işte
bir şeyler çiziyorum bindiğim otobüsün camlarına
hayaldi gerçek oluyor
uzaklaşıyorum insanlardan
rüya gibi ama hesapsızca gidiyorum
üzüyorum kırıyorum
ama gidiyorum
insandan uzak bir ömrü tüketmeye gidiyorum...
artık kimsesizliğin kimliği var tenimde
sabahın güneşi daha net parlıyor gözüme
tüm yalnızlığı ve özlemi doldurdum cebime
insanlardan uzak bir yolculuk kokusu tütüyor ellerimde..
gidiyorum işte
hesapsızca gidiyorum..
zaten halimi hatrımı kimse sormayacak biliyorum
insanlardan uzakta kimse olmayacak
haberiniz olsun zaten sonumuz toparaktan ibaret olacak
pılımı pırtımı topladım gidiyorum işte...
not..
gidiyorum işte sonunda
bir avuç bile bulamadığım mutluluğun doruklarından gidiyorum
bulanların küçük bir yaşama hoyratça serptiği
mutluluğu tatmadan gidiyorum
mutluluklar dilerim arkadaşım..
gidiyorum işte sonunda
ilerliyorum sizlerden uzakta
bir sevgi sözü duymadan gidiyorum
seni seviyorum .. verdiğim sözler için aff diliyorum..
fakat artık dayanamayıp gidiyorum.
sorma nereye diye
mektubun denklemi böyle çözülüyormuş
bu aptal dünyada bir kez olsun hoş kalmadan
hoşçakal dostum..
yüreğimden fışkırdı hıçkırık sesi
kurudu umudum
üşüttü gecenin ayazı
yüzüme vuruyor insanların siyah duyguları
gidiyorum işte
sana mutluluklar bana kederler dileyerekten gidiyorum..
sizlere nasıl bir çığlıkla merhaba dediysem
arkama bakmadan o şekilde gidiyorum
sizde bıraktığım helali almadan gidiyorum
gözyaşlarımdan iz bırakmadan arkamda
içime döke döke gidiyorum..
avuçlarımda filizlenen bu intihar mektubu hayat
yalnızlık sevdalarını asıyor habire rüyalarıma
bunlarda asılmış şiirlerim
son bir hoşçakal demeden
yazdıklarımı yakarak
saatsiz bir vakitte gidiyorum
zamanın can yaktığını
giderken anlıyorumm...
ne bilirsiniz ki kırılmışsa hayallerim değil mi
ne bilirsiniz ki vurulmuşsa kalbim
nasıl olsa biri çıkar üzülür gidişimi dert sayarak
biri anlayacak en sonunda şiirlerimi
oysa bilmiyorsunuz siz
nereye kadar bu gidiş
bilmiyorsunuz
hangi ana isyanımdır bu terk ediş...
vakit tamam
doğru takvim
gidiyorum güne bakıp
gidiyorum. hükümsüzüm
bilmiyorsunuz siz
bu gidiş tek miracımdır benim
susuyorum artık sanırım
son ve kısa kelimeler
ardımdan beddua okumayın ne olur
gidişim için ağlamayın
unutun gitsin koca bir boşluğu
seviyorum sizi yıkılmayın
size uyurken veda edeceğim hoşçakalın
BEN BÜTÜN CESARETİMİ TOPLADIM MASUMİYETİMİ ALDIM
EBEDİ BİR GİDİŞE TANIKLIK EDİYORUM
AFFEDİN YENİLDİM SAVAŞIMDA
YALNIZLIK BENİ HAPSETTİ YAŞAMINA
AFFEDİN DOSTLAR AFFEDİN SEVDİKLERİM
AFFEDİN GİDİYORUM
SIZLATTIN VİCDANINIZI
GİTTİM
DUYULUNCA SESSİZLİĞİM
ARAMAYIN BENİ
BEN GİDİYORUM BİR DAHA ŞİİR YAZMAYACAĞIM
HOŞÇAKALIN...
Vahap Özdemir
Kayıt Tarihi : 2.11.2020 17:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yeter

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!