Onurlu yaşamak için can verdi
Üç yüz civan insan yatar somada
Kara maden hayatlara son verdi
Zehirli dumanlar tüter somada
Kimisi evlidir kimisi bekar
Ananın feryadı dağları yıkar
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiir güzelde Monşer kim....Ölüm ve kader....Tedbirsizlik daha çok para kazan ma hırsı.....Duydugumuz doğruysa özel odalarda müfettiş raporları.....'Müslüman bir delikten iki kez sokulmaz' diyen bir peygamber...kacın cı Allahınızı severseniz.....Hangi Monşer?....Monşer kim?
Şiire lafım yok 'Monşere' takıldım......
Helal kazanmaktı onların derdi
Kara duman esti yerlere serdi
Kimisi sağ çıktı kimi can verdi
Milletin yüreği atar somada
Aylardan iki bin on dört mayısı
Üç yüze ulaştı ölü sayısı
Yas tutar evladı amca dayısı
Ayrılık gülleri biter somada -- Üstat Smoa facıasına ışık olacak bir şiir okudum, biz toplum olarak hafızamızı sürekli yoklamadığımızda acıların toplumu olaya devam ederiz. Yürekten kutluyorum sizi .
Soma'ya Ağıt
Onurlu yaşamak için can verdi
Üç yüz civan insan yatar somada
Kara maden hayatlara son verdi
Zehirli dumanlar tüter somada
Kimisi evlidir kimisi bekar
Ananın feryadı dağları yıkar
Girmiş yer altına ölüsü çıkar
Bak yüzlerce güneş batar somada
Helal kazanmaktı onların derdi
Kara duman esti yerlere serdi
Kimisi sağ çıktı kimi can verdi
Milletin yüreği atar somada
Aylardan iki bin on dört mayısı
Üç yüze ulaştı ölü sayısı
Yas tutar evladı amca dayısı
Ayrılık gülleri biter somada
Kimi ihmal dedi kimisi kaza
Koca maden döndü bir anda köze
Doğrusunu acep kim söyler bize
Uğursuz baykuşlar öter somada
Anlayamaz bunu monşer elitler
Maişet uğruna nice yiğitler
Kaldı yer altında bitti ümitler
Şeyrani zalime çatar somada
Atilla
KALEME SAĞLIK ÜSTADIM BU SÖZE ARTIK BİŞE DEMEK OLMAZ KALEM SÖYLEMİŞ SEVGİLER ÜSTADIM TAM PUANLA
Somaya iyi bir ağıt olmuş. O dramı anlatan, içimizden geçenlere tercüman olmuşsunuz.
Tebrikler Şeyranî usta
ertuğrul bey doma yüreklerimizi yaktı o felaket acı doldurdu yüreklere böyle kara günlerin ancak ozanların yazdığı şiirlerile anılır unutulmaz bu güzel şiir hüzün yüklü olsa da acılarımızı geleceğe anlatan bir miras olacaktır
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta