Ekmek parası için dişini tırnağına takan
Emekçinin üzerine maden ocağı çökmüş!
Yavru çocuğun babası imdat nidalarıyla
uzanacak bir eli gözleyerek ölmüş.
Her çileye katlanan biçare annenin
tüm hayalleri sönmüş!
Kim öldürmüş bu emekçileri?
Kimler küstürmüş hayatta geride kalanları!
Yüzlerce çocuk babasız, yüzlerce kadın kocasız
Kimler bıraktı bu insanları tek başına yapayalnız!
Bir dilim ekmek, yüz gram zeytindi emeklerinin karşılığı…
Hani bir okutabilselerdi kendilerine
benzemesin istedikleri çocuklarını
bu mutluluktu onlara servet misali!
Gözü açıktı giden babanın
Gözü yaşlı anaya bıraktı ne kadar çile varsa geride kalan
ve peş peşe gelecek olan!
Ana kucağında ağlayan balası,
Evde biçare şaşkın tüm aile efradı
Arşa uzandı her birinin yürek yakan feryadı!
Biliyorlardı bir gün gelecekti başlarına bu felaket
Paraya tapanlara yapıyorlardı canla başla hizmet….
Her şeye rağmen
Geçinip gidiyorlardı kimseye etmeden minnet.
Her dalda ranta hizmet eden bu hükümet
iki gözü açık gidenleri
geri getirebilecek mi
ve yürekleri sızlayarak acıya yas tutan insanları
teselli edebilecekler mi?
Asla kimse söndüremez ateşin düştüğü yeri….
Ateş yakıyor, yakıyor….
yakıyor hep düştüğü yeri! ! ! !
Kayıt Tarihi : 18.5.2014 09:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!