Solistler Geçidi Şiiri - Ebru Temizkan

Hava puslu
Ne yağmur hali var nede güneşli sıcak bir gün”
Radyoda bir fasıl inceden,
Eskilerden bir aşk şarkısı söylüyor Müzeyyen SENAR
Koltuk eski ama rahat
Tek eksiği çıtırdayan bir soba olmaması
Var ama vakti değil mevsim yazla-güz arası
‘Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım’
Benzemez gerçekten
Sevda bir kor gibi işlemiş yüreğine
Mıhlanmış kalmış gitmeye niyeti bile yok
Vazgeçmeye çalışsa da o benden vazgeçmiyor.
Nırı nırı nırı nım
‘Bakışından süzülen işvene kurban olayım’
dese de Müzeyyen Abla ben kurbanlığımı yıllar önce ilan etmişim.
Şimdi ise yalnızım.
Yoksun.
Lutfunada eremeden öyle yalnız bir köşede oturuyorum.
Nırınırınırınım...
Bulutlar gökyüzünü kapladı ha patladı ha patlayacak yağmur
Radyo da fasıl dava etmekte ve beni deli etmekte,
Tanımadığım solist başlamaz mı şarkıya
İşte o an yağmurla beraber benim gözyaşları da dayanamayıp başladı akmaya
‘Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç’
Demesi kolay diyor içimden bir ses ne bahar gördü bu sevda ne kış ne yaz
Ama bana mısın demiyor inatçımı inatçı!
Ne taze baharlar diledi bu yürek seçmek için kendine
buldu bulmasına buldu da gönül hazanda vazgeçmiyor sevdi.
‘Olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç’
Bende diyorum olmaz diye meleğim bak hayır yok onda vakit epey geç
Ama ne Nuh dinliyor,nede Peygamber.
Nırınırınırınım...
Ben iyisi mi ne yardan geçerim ne serden geçerim diyerek hepsinden vazgeçeyim.
Dışarıda yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor.
Fasıl beni mahvediyor karar verdim kalktım tam kanal değiştireyim derken
Başlamaz mı
‘Bir bahar akşamı rastladım size’
Buyur buradan yak.
Elim uzandı kanal ayar düğmesine ama parmak tutmuyor öyle kaldı havada,
Kalbim pırpır.
‘Sevinçli bir telaş içindeydiniz,ama ne telaş herşey hazır
‘Derinden öyle bir arzu uyandırmıştı ki,dedim yıllardır aradığım bu
Ve şimdi soruyorum bükük boynumu
Ah o an ne diye sordum ‘daha önceleri neredeydiniz’diye
Nırınırınırınım...
Neyse hava epey hareketli yağmur iyi indirdi akşam olmaya başladı dememe kalmadan
‘Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun,gelmiyorsun’ demezmi?
Kaç akşam geçti kaç gece inledim ama gelmedin! ! !
Ben ise hala bekliyorum.
Ama ‘Neyleyim köşkü,neyleyim sarayı,içinde salınan yar olmayınca’
Diyerek ne köşk aldım ne saray hala kiradayım.
Hala köşkümüzün ışıkları yanarken
Huysuz ve tatlı kadın edasında
Endülüs’te raksı unutaraktan
Gözlerimin içine başka hayal girmesin diye
Ağlatırsa Mevla’m birgün güldürür ümidiyle
Kara bulutlarıda aradan kaldırarak
Vardar ovasından uçan kuşların rahat yol almasını sağladım.
Ama sen Dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok geç diye başlayıp
Hiç ayrılamam derken kavuşmak hayal olduyla devam edip
Makberi bile ekledin ardına.
Ben ise hala ‘Doymadım sana ağlarım’ diye tutturuyorum,yazık bana
Nırınırınırınım..
Yağmur dindi bulutlar çekildi
Akşam güneşi yüzünü gösterdi
Radyodan bir ses yükseldi;
‘SOLİSTLER GEÇİDİNİ DİNLEDİNİZ’
DİLİ-DİLİ-DİNK.....