Solgun Papatyalar Şiiri - Kasım Kobakçı

Yol kenarında, solgun papatyalar,
Hava hafif nemli,
Birikir kırsalın sakinleri,
Orman yolunun kavşağında,
Şarkılar,
Tatlı sohbetler, havada uçar,
Kürekle kazılır,
Toprağın derinlikleri,
Ne stres, ne kaygı,
Ne cepte teknoloji,
Ne yüzde maske,
Özgün haliyle,
Tohumlar, toprağın kokusuna karışır.
*
Kuşların sesi,
Yaprakların hışırtısı,
Esintinin tadını çıkarır hayvanlar,
Güneşin ilk ışığında,
Türküler,
Neşeli kahkahalar, etrafa yayılır,
Bıçakla kesilir,
Dalların ucundan,
Ne acele, ne telaş,
Ne binalarda beton,
Ne avuçlarda makyaj,
Saf haliyle,
Sular, nehrin serinliğine karışır.
*
Taşra evlerinin gölgesinde,
Mis gibi toprak kokusu,
Dinlenir yaşlı insanlar,
Bahçe duvarının dibinde,
Hikayeler,
Geçmişin anıları canlanır,
Alle ayrılır,
Buğdayın tanesi,
Ne yalan, ne hile,
Ne şehirlerin gürültüsü,
Ne de kalpte karartı,
Gerçek haliyle,
Gönüller, huzurun ritmine karışır.
*
Tepenin yamacında, mor sümbüller,
Gökyüzü açık mavi,
Koşuşturur küçük çocuklar,
Evin arka bahçesinde,
Şiirler,
Eğlenceli oyunlar kurulur,
İplikle bağlanır,
Demet demet otlar,
Ne endişe, ne korku,
Ne lüks arabalar,
Ne de, pahalı giysiler,
Yalın haliyle,
Renkler, doğanın desenine karışır.
*
Nehir kıyısında sessiz sazlıklar,
Rüzgar fısıltısı,
Bekler balıkçılar,
Uzun iskelenin ucunda,
Ninniler,
Derin sessizlik hüküm sürer,
Oltalar atılır,
Denizin enginine,
Ne fırtına, ne bora,
Ne trafiğin sesi,
Ne de, kirli duman,
Temiz haliyle,
Umutlar, suyun akışına karışır.
*
Ağaçların arasında, narin çiçekler,
Gölge serinliğinde,
Dolaşır sürüngenler,
Patikanın üzerinde,
Dualar,
İçten dilekler söylenir,
Toprakla kapatılır,
Fidanın kökleri,
Ne hasret, ne yalnızlık,
Ne yapay tatlar,
Ne de hızlı yaşam,
Berrak haliyle,
Ruhlar, evrenin bilgisine karışır.
*
Dağ zirvelerinde, çam ağaçları,
Hava pırıl pırıl,
Yürür dağcılar,
Sisli vadinin kenarında,
Destanlar,
Macera dolu sözler fısıldanır,
Adımlayıp ezilir,
Kuru yapraklar,
Ne şöhret, ne para,
Ne de, sahte duruşlar,
Çıplak haliyle,
İzler, zamanın döngüsüne karışır.
*
Ovalarda sarı ekinler,
Sabahın çiği,
Uçuşur kelebekler,
Alçak çitlerin üstünde,
Bilmeceler,
Zekice espriler söylenir,
Güneşte kurutulur,
Tuzlu otlar
Ne hastalık, ne yorgunluk,
Ne de, sıkıcı toplantılar,
Dinç haliyle,
Enerji, yaşamın kaynağına karışır.
*
Kayalıkların dibinde yosunlar,
Denizin tuzu,
Uyuşuk deniz kabukları,
Kumlu plajın yüzeyinde,
Sessizlik,
Derin düşünceler belirir,
Dalgalarla yıkanır,
Pürüzsüz taşlar,
Ne dert, ne tasa,
Ne de, sahte gülücükler,
Gerçekçi haliyle,
Hisler, varlığın özüne karışır.