ışıklar titrek yanıp söner
sonrası gece yeniden durulur
bir yerlerden yürek yakan bir çocuk sesi duyarım
bir atomun parçalanışının ezgisine ses verircesine
içimde sayısız acı hikaye
ağlıyor muyum ne yoksa gecenin nemi miydi bu ıslaklık
kalbim bir cendereyle ölesiye sıkılmış
geç kalmış mutluluklara uçmaya kanat alıştırırken
mavi dünyanın melekleri taşıyamazlar beni
yakılan ateşlerden arta kalmış kül yığınları durur
yontulmuş taştan yapılmış kurşuni heykelcikler gibi
kanarken ellerimde yürek sızısı hüzünler
susarım bir gece boyu
oradan oraya dolaşarak volta atarım birkaç dakika
solgun ışığın denize döküldüğü yerde
benimde hayallerim öyle dökülür
gelecek üzerine kurduğum düşlerin hepsi
beynimde buz gibi bir soğuk ve ayaz
hem arzu hem de nefretin aynı anda donduğu
yıldızlardan düşen aydınlığı görmeyecek kadar sarhoş
kimsenin bilmediği ve erişemeyeceği bir yere
at koşuşturduğumu düşünürüm
her düzensizliğin üzerine dolu dizgin
geçmişe ait her acının
kalbimin zarının titrediğini duyarım
her şey artık bölük pörçük..
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 27.1.2018 10:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!